Etnik temelli milliyetçilik aslında büyük oranda dil milliyetçiliğidir.
Türkiye’de etnik temelli milliyetçilik yapan insanların bir kısmı (belki büyük bir kısmı) küresel ölçekte güç merkezlerinin güdümünde bir ırk milliyetçisi değildir.
Bu insanlar ait olduğu etnik unsurun dilinin, dolayısıyla kültürünün zaman içinde yitip gitmesini istemeyip, salt bu nokta-i nazardan bir etnik milliyetçilik yaptıklarını düşünüyorlar.
İşte böyle düşünenler behemehal aydınlatılmalıdır.
Bu yazı, kasır aklımın aldığı kadarıyla bu görevi ifa için yazıldı.
Hangi etnik unsurdan olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Türk lisanıyla konuşmakta bir beis görmemeliler.
Çocuklarına A seviyesinde İngilizce öğretmekte bir sakınca görmeyenler öncelikle ekmeğini yedikleri, suyunu içtikleri bu ülkenin resmi dilini öğrenme ve konuşma konusunda istekli olmalılar.
Dünya tek dile giderken ülkeyi Babil Kulesine çevirecek etnik milliyetçiliği körüklemenin anlamı yok.
Geçenlerde okumuş cahillerden biri (etnik kökenini vermeyeceğim, yalnız Kürt kökenli değil) Türklerin barbar, kültürsüz ve cahil olduğunu söylüyordu.
Ona, canını, malını, namusunu borçlu olduğun bir millete nasıl böyle hakaret/ihanet edersin, dedim.
Tabii bu cevap karşısında bozulduğunu söyleyeyim.
Aynı hakaret cümlelerini ait olduğu etnik unsurun diliyle yapmasını söylediğimde bana verdiği cevap 'biz Türkçe mi konuşuyoruz?' oldu.
Demek istiyordu ki konuştuğumuz dilde Arapçadan, Farsçadan ve Avrupa dillerinden çok sayıda kelime var. Yani bu okumuş cahil dilde ırkçılık yapılmayacağını bilmiyordu.
Ona Cemil Merç'in bir konuşmasını aktardım. Cemil Meriç bir konuşmasında şöyle der: (galiba Halil Açıkgöz'le mülakatlarında) Öz Fransızca kelime sayısı bir rivayete göre 25, bir diğer rivayete göre ise 125. Bugün Fransızca lügatinde 450 bin kelime bulunmaktadır. Evladım der Meriç, dilde ırkçılık yapılmaz.
***
Modern zamanlar öncesi bir edebiyat dili kuramamış etnik unsurlar boşa çaba harcıyorlar. Kandilde bile pürüzsüz Türkçe konuşanların derdinin üzüm yemek değil bağı komple götürmek olduğu anlaşılıyor.
Burada şu önemli tespiti not edeyim: Birilerinin kirli hesapları karşımıza etnik milliyetçilik olarak çıkıyor, kimi safdiller de bunun üstüne mal bulmuş gibi atlıyor.
***
Dil bilimciler dünyada 5 bine yakın dil tespit etmişler. Bunların yarısından çoğu artık konuşulmuyor.
Üzülelim mi sevinelim mi?
Bence ne üzülelim ne sevinelim. Hayatın kanunu bu.
Tıpkı bu şuna benziyor: ‘Dünyada şimdiye kadar şu kadar milyar insan yaşadı, bunlardan şu kadarı öldü. Eyvahlar olsun!’
Yani ait olduğunuz etnik unsurun dili, kültürü yitiyorsa yitsin efendim. Siz onurunuzla, alın terinizle yaşayıp yaşayamadığınıza bakın. Bunlarda sıkıntılar varsa mücadelenizi bu alanlara yönlendirin.
Hem bu topraklarda bütün diller, kültürler ve ırklar bin-iki bin yıl boyunca sürekli karışmış. Daha neyin hesabını yapıyoruz.
Bu saatten sonra bunların hesabını yapmak saygıyla, hoş görüyle karşılanacak bir durum değil.
Tersi söz konusu olsaydı? Yani ait olduğum etnik unsur bir edebiyat üretmemiş olsaydı, diliyle eğitim yapamasaydım ne olurdu?
İnanın öyle bir dilin peşine düşmeyi abes telakki ederdim. Edebiyatı olmayan bir dille eğitim icra edilemez.
Bunu insanlara hakaret kastıyla söylemiyorum, bir gerçeğin altını çizmek amacım.
Eğer Osmanlı gibi bir büyük Türk devleti kurulmasaydı Türkçe de bu kadar gelişemezdi.
Hâsılı…
Dil temelli etnik milliyetçilik masum bir istek gibi görünse de eğitim dili olabilmesi için yüz yıllar alacak ve tabiatıyla da büyük sorunlara yol açacak böyle bir çabadan vazgeçmek en doğru hareket gibi geliyor bana. Sb 22/05/2013
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
İşte benim idarecilik maceram!..
İşte benim idarecilik maceram!.. Hani şair benim bir de İstanbul maceram var, der ya işte o hesap benim de idarecilik maceram var. Şairin ma...
-
Şalvarı şaltak Osmanlı Eyeri kaltak Osmanlı Ekende yok biçende yok Yiyende ortak Osmanlı Yukarıdaki dörtlüğü vaktiyle Hilmi Yavuz'dan...
-
*Herkesin onayladığı şey, yanlış sayılmıyor. *Adalet, zamanın kölesidir. .ikilir durur. *İnsanlar bozkırı çöl zannediyorlar. *Bozkır ina...
-
Cevap Arapçadan Türkçeye geçmiş bin yıldır kullandığımız kelimelerden biri. Yanıt Türkçedir, Divan-ı Lügati’t Türk’te geçer. Fakat uzunca b...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder