Karadeniz tevede iki saate yakın ilahiyatçı yazar İhsan Eliaçık hocayı dinledim. Hoca iktidarı Taksim gezi parkı protestolarındaki tutumu başta olmak üzere birçok konuda eleştiriyor. 'Mazluma kimliği sorulmaz.' ilkesinden hareket ettiklerini söyleyen hoca aynı ilke sebebiyle 28 Şubat'ta da başörtülülerin yanında yer aldığını tıpkı bugünkü gibi o gün de devrin önde gelenlerinin baskısına maruz kaldığını ve aleyhine çok sayıda dava açıldığını anlatıyor.
Taksim gezi parkı protestolarında anti kapitalist grup olarak geliştirdikleri 'Mülk Allah'ındır.' sloganıyla dikkatleri üzerine çeken grubun öncüsü İhsan hoca o kadar kuşatıcı bir dil geliştirmiş ki bugünlerde bu dile herkesin ihtiyacı var. Dini hassasiyeti yüksek kesimler İhsan hocayla ne kadar övünseler azdır. Çünkü dini referanslarla iş başına gelen iktidarın adaletten büyük oranda ayrıldığı bu dönemde toplumun hiç de azımsanmayacak laik ve ulusalcı kesimi dinden tamamen yüz çevirmek üzeredir. İşte böyle bir ortamda İhsan hoca öyle bir dil kullanıyor ki bu kesimlere "acaba biz (özellikle din hakkında) yanlış mı düşünüyoruz' dedirtiyor. Öte yandan dini tekeline almış, haksızlık, adaletsizlik ve yolsuzluklar karşısında ses çıkarmayan, takım tutar gibi lider tutan bir diğer kesimi de 'acaba gerçek İslam hocanın temsil ettiği İslam mı' diye düşündürüyor.
'Günümüzde ceketiyle gelip ceketiyle giden bir siyasetçi var mı' diyen hoca İslam peygamberini ve onun büyük halifelerini örnek gösteriyor ve bu konuda ikatidarın hiç iyi bir sınav vermediğini anlatıyor.
İktidar sahiplerinin -belki de yaptıkları büyük haksızlıklar nedeniyle- eleştiriye hiç tahammülü olmadığını ve bu sebeple muhalif her hareketi iktidarlarına yönelmiş bir darbe olarak gördüklerini buna paralel olarak da şiddetin dozunu arttırdıklarını söylüyor.
Bitirirken iktidarı İhsan hocanın sesine kulak vermeye davet ediyor, hocaya da sonsuz şükranlarımı sunuyorum... sb 21/06/2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder