4 Haziran 2016 Cumartesi

Laik ve Seküler Kavramlarına Bir Bakış Denemesi

Öncelikle bu kavramların zıddına bakmak lazım: Din, dindar dinî...
Bu öncülden hareketle laik ve seküler kavramlarını “lâ- dinî” “din dışılık” olarak alabiliriz.
Bu saptamanın tabii ki mutlak olmadığı açık.
Fakat sorun, ‘laik ve seküler olanla dinî olan çelişmez’ diyen ve bu kavramlar sanki birbirinin mütemmim cüz'üymüş gibi gören anlayışta...
Biraz daha açarsak...
Dinî bir eylemin içinde kendini laik ve seküler diye tanımlayan biri ne sıfatla yer alır/alabilir?
Böyle biri dinî bir ritüelin içinde kanaatimce tek bir şekilde yer alabilir. O da dini, inanç objesi değil de kültür objesi olarak alımlayarak. Aksi durumda böyle biri kendini laik ve seküler diye tanımlayamaz.
Tanımlarsa ne olur?
El- cevap: Ortaya karışık salata!..
Diyorum ki...
1.Kavramlar yerli yerinde kullanılsın.
2.Hiçbir fikrin çilesini çekmemiş denyolar haddini bilsin.
3. Bütün bunlardan din düşmanı olduğum çıkarılmasın.
4. Bütün iki yüzlü (soldan da sağdan da) şerefsizler siktirsin gitsin.
Gerçi...
Men Çî Goyem, Tamborem Çî Zened!.. (Ben ne diyorum tamburam ne çalıyor.) İlaahir..
Sb 21/05/2016

Hiç yorum yok:

İşte benim idarecilik maceram!..

İşte benim idarecilik maceram!.. Hani şair benim bir de İstanbul maceram var, der ya işte o hesap benim de idarecilik maceram var. Şairin ma...