24 Kasım 2019 Pazar
Nihal Atsız'ın “Türk Ülküsü” Adlı Eserinden Seçmeler
“Atatürk, Halk Partisini kurarken komünistlerin sinsi maksatları henüz anlaşılmamıştı. Milletleri ortadan kaldırmak için halk kelimesini kullanacakları bilinmiyordu. Atatürk "halk" demekle edebî dildeki mânâyı kastetmiş, milletin geri kalmış tabakalarını düşünmüştü. Partisiyle bunları kalkındırmayı amaç edinmişti."
Millet yerine halk sözcüğünün ikame edilmek istenmesi üzerine yazmış bunları Atsız. Bugünleri görseydi bu konuda sadece komünistleri değil İslamcıları da payimal ederdi.
***
Atsız aynı kitabında sağ ve sol kavramlarına iktisadi açıdan değil milliyetçilik ve beynelmilelcilik açısından bakıyor. Ona göre İslamcılar ümmetçiliği esas aldıkları için sağ değil soldur. Açıkçası benim de aklıma yatmıyor değil bu fikirler. Milliyet yerine halkı, halk yığınlarını ikame etmelerinden de anlaşılacağı üzere bu iki grup (komünistler ve İslamcılar) sol diye adlandırılmalıdır.
***
Moskofla ebedi ve ezeli düşman olduğumuzu anlattığı yazısında şu bilgiyi verir:
“Türk"ün mânâsı "kuvvet" veya "medeni=türeli" demekken, onların millî adı İslav’ın kendi dillerindeki anlamı "köle" dir.
***
Ülkedeki moskofçuları özellikle Nazım Hikmeti yerdiği bir yerde Sabahattin Ali'nin akıbeti için “üç ay hapse girmemek için Bulgaristan'a kaçıyordu.” der. Bu bilgi Sabahattin Ali güzellemelerini bir anda değersizleştiriyor.
***
Büyük Adam
“Mareşal Von Hindenburg, Almanya cumhurbaşkanlığına seçileceği zaman, o aralık Hollanda'da sürgün hayatı yaşayan Kayzer Wilhelm'den müsaade almış, subay çıkarken imparatora sâdık kalacağına dâir ettiği yeminle cumhurbaşkanı olmak arasında ahlâkî bir tezat görerek onun fikrini sormuştur. Hindenburg, Kayzer Wilhelm'in, üzerinden yemin şartını kaldırması üzerine cumhurbaşkanlığını kabul etmiştir. Sözüne bu kadar sâdık olan adam, elbette büyük adamdır.”
“Balkan Savaşı'nda Edirne'yi savunan merhum Şükrü Paşa, kahramanca dövüşüp de tutsak düştükten sonra, adı bütün dünyayı tuttuğu hâlde, kendisini yine sorumlu saymış, esirlikten döndüğü zaman kendisinin "divân‐ı harp"e verilmesini istemiştir. Şükrü Paşa da bunun için büyüktür.”
Atsız'ın bu bahiste 2. Abdülhamit güzellemeleri çok yüzeysel. Ona göre ittihatçılar memleketi batırmıştır. Eğer Abdulhamid-i Sani olsaydı Balkanlar'daki muvazene korunur, 1. Dünya Savaşı çıkmaz, dolayısıyla Bolşevik İhtilali olmazdı. Netice itibariyle onun tabiriyle dinsiz, imansız, ahlaksız komünist tehlike yaşanmazdı. Bu konudaki düşünceleri son romanı Ruh Adam'da daha açık okunabilir.
***
"Kinimiz dinimizdir!"
“Türkçülük, bir bakıma göre de, 'Türklük düşmanlığı düşmanlığı" dır.
Soyumuza, devletimize, yurdumuza, mukaddesatımıza, şerefimize fenalık etmiş olan her millete, her dine, her rejime, fikre, topluma, kişiye düşmanız. "Kinimiz dinimizdir!"
Varlığımızı korumak, haklarımızı almak için her zaman çarpışmaya mecburuz. Çarpışmaya mecburuz demek, asker olmaya mecburuz demektir. Askerlik, çarpışma bilimidir. Yaşamaya hak kazanmak bilimidir. Bu bakımdan tek gerçek bilim odur. Başka her bilim ve fen onun yardımcısıdır.”
Bu fikirler oldukça şaşırtıcı benim için. Fikirlerinin çoğuna aşırı denebilir. Ama bir Türk genci; sola, ayrılıkçıların ayartmalarına ve İslamcılara karşı uyanık olması için mutlaka Atsız okumalıdır.
Sb 22/11/2019
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Modern zamanların samimiyetsiz ilişkileri üzerine...
Her düşünceden, her görüşten çok sayıda arkadaşı olmak...Bana göre bu, köşeleri olmamak, demek olup şahsiyet yokluğunu gösterir. Herkese m...
-
Şalvarı şaltak Osmanlı Eyeri kaltak Osmanlı Ekende yok biçende yok Yiyende ortak Osmanlı Yukarıdaki dörtlüğü vaktiyle Hilmi Yavuz'dan...
-
Cevap Arapçadan Türkçeye geçmiş bin yıldır kullandığımız kelimelerden biri. Yanıt Türkçedir, Divan-ı Lügati’t Türk’te geçer. Fakat uzunca b...
-
*Herkesin onayladığı şey, yanlış sayılmıyor. *Adalet, zamanın kölesidir. .ikilir durur. *İnsanlar bozkırı çöl zannediyorlar. *Bozkır ina...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder