Dönem sonu geldi ve herkeste bir not telaşıdır aldı başını gitti. Gülmek mi ağlamak mı lazım gelir, bilemedim.
Bendeniz not yerine ne konulacağı hususunda henüz bir fikir edinemedim ama not meselesi sanki de eğitimi asıl amacından saptırıyor. Amaç birey yetiştirmek, biz ise bu sistemle ancak sallabaş adamlar yetiştiriyoruz.
Dersimde anlattığım şeylerin çoğu nota tahvil edilemez…
Gerçekten not meselesinin faydası zararı iyi etüt edilmeli. Söz gelimi en hayati derslerden biri olan edebiyat dersinde siz soru olarak sıfatı, zarfı, gazeli, kasideyi sorarsanız (ki umumiyetle bu tür sorular soruluyor) ve bunu da başarı ölçütü olarak alırsanız iliksiz usaresiz kişiler yetiştirirsiniz.
Özellikle derslerimde anlattıklarımla sınavlarda sorduğum sorular çok da paralellik arz etmiyor. Çünkü biraz yoruma kaydın mı hem okuması zorlaşıyor hem de öğrencilerin notları düşüyor.
Not mevzuu hiç olmazsa meslek liselerinde yeniden ele alınmalı…
Neden böyle düşünüyorum? Çünkü kimi öğrencilerin sürecin içinde tutulması lazım. Çocukları her açıdan sorgulanması gereken sınavlardan başarısız oldular diye okuldan uzaklaştırmak hiç doğru gelmiyor bana.
Başarısız olduğu için okuldan uzaklaştırılan öğrencilerle ilgili bir araştırma yapıldı mı, yapıldıysa ne gibi sonuçlar alındı? Şüphesiz bu soruların cevabı büyük oranda menfidir.
Eğer meslek liselerinde dersleri zayıf olanları sürecin içinde tutamıyorsak bir lise türü daha icat edip başarısız çocuklara, icat ettiğimiz liselerin bünyesinde 4 sene boyunca salt hayata, hayatın gerçeklerine dair, notun geçerli olmadığı bir eğitim verilebilir.
Bir fikir olması açısından bu tür liselerde tiyatro ve sinema dersleri olabilir. Öğrencinin güle oynaya okula gelmesi için her yol denenebilir…
sb 04.06.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder