Konumuzla ilişkisi bakımından insanları üç gruba ayırabiliriz:
1.İçine doğduğu kültürle temel konularda çelişme yaşamayanlar...
2.İçine doğduğu kültürle temel konularda çelişme yaşayanlar...
3.Evrim kanunu her durum ve koşulda ispat edenler: Bukelemunlar.
Türk toplumu laik, anti-laik, alevi-sünni, Türk- Kürt şeklinde çeşitli katmanlara ayrılmıştır.
Şimdi, lâ-dinî yaşam tarzına sahip olan bir ailede yetişen kişinin ilerici tavır takınarak toplumun laik bir yaşam tarzına sahip olmayan kesimine karşı kendini üstün gören davranışlar sergilemesi bağnazca değil midir? Elbette bağnazcadır, tıpkı tersinin de bağnazca olması gibi.
Türkiye'de toplum katmanlarının birbirine bakışları esas itibariyle yukarıda anlatmaya çalıştığımız gibi bağnazcadır. Bir halk deyişiyle kelin köre sözü yoktur.
Benim bu yazıyı yazmama sebep ise bir grup arkadaşın hakikati hazır bulanlar gibi davranmaları olmuştur. Onların davranışlarını benim de içinde bulunmuş olduğum 1980 ve 90'larda mezun olmuş imam hatip kuşağının davranışlarına benzetiyorum. Üzülerek söylüyorum aynı bağnazlık, aynı kör inanç bu sözde ilerici kesimde de fazlasıyla var.
İçine doğduğu toplumuyla temelde tek bir çelişmesi olmayan bu kişilerin sözde İslamcı iktidarın gene sözde toplumu islamlaştırıcı politikalarını eleştirmesi bana pek inandırıcı gelmiyor.
Bu, bugün kendi görüşlerinde tek bir vali yoksa yarın onların iktidarında kendileri gibi düşünmeyen tek bir vali olmayacak demektir.
Sonuç olarak...
1. Öncelikle tarım döneminin etnik ve dini tanımlamalarından, kavramlarından vazgeçmeliyiz. (bu ne pahasına olursa olsun, içine doğduğumuz toplumla çelişerek de olsa)
2.Modern döneme özgü kavramlarla ve akılcı ve bilimsel bir zihniyetle yeni bir toplum inşa etmeliyiz.
3.Dolayısıyla hepimiz dil, din, ırk ve mezhep ayırmaksızın modern Türkiye Cumhuriyetinin eşit yurttaşları olmayı amaç edinmeliyiz.
Bir başka hususa gelirsek...
Şimdilerde bir Atatürkçülük furyası başlamış durumda. Bu furya Yaşar Nuri Öztürk' ün Allah ile aldatanlar saptamasını akla getiriyor. Yaşar Nuri Öztürk Türkiye'nin en büyük probleminin dindar görünen esasında inanmayan fakat dini sermaye yapan siyasiler olduğunu söylerdi.
İşte şimdilerde ayrılıkçı kürt siyasetiyle al takke ver külah olan bazı kişilerin ve Atatürk'ün kurduğu laik Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini sarsmayı hedefleyen 2017 anayasa değişikliği referandumuna destek veren bazı partilerin Atatürkçü mesajlar verme çabaları bana bunları düşündürdü.
Peki ne yapalım?..
Allah ile aldatanlara karşı da Atatürk'le aldatanlara karşı da uyanık olalım yeter...
Sb 19.05.208
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Modern zamanların samimiyetsiz ilişkileri üzerine...
Her düşünceden, her görüşten çok sayıda arkadaşı olmak...Bana göre bu, köşeleri olmamak, demek olup şahsiyet yokluğunu gösterir. Herkese m...
-
Şalvarı şaltak Osmanlı Eyeri kaltak Osmanlı Ekende yok biçende yok Yiyende ortak Osmanlı Yukarıdaki dörtlüğü vaktiyle Hilmi Yavuz'dan...
-
Cevap Arapçadan Türkçeye geçmiş bin yıldır kullandığımız kelimelerden biri. Yanıt Türkçedir, Divan-ı Lügati’t Türk’te geçer. Fakat uzunca b...
-
*Herkesin onayladığı şey, yanlış sayılmıyor. *Adalet, zamanın kölesidir. .ikilir durur. *İnsanlar bozkırı çöl zannediyorlar. *Bozkır ina...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder