Osman Selim Kocahonoğlu, medeni kanunu neden İsviçre'den aldık diyen İslamcı tarih profesörüne şöyle cevap veriyor: Mecliste kurulan komisyon aylarca çalışıyor, evlilik konusuna gelince duruyor. Günlerce bir tek cümleyi yazamıyor. O da şu: “Bir erkek aynı zamanda bir tek kadından fazlasıyla evlenemez.” Sonra da mıy mıy da mıydı mıy!..
***
Hoca bir başka konuşmasında Mustafa Kemal'in ilk kararnamesinin İstanbul'da tramvayda kadın ve erkeğin aynı kompartımanda seyahat edebilmesi üzerine olduğunu söylüyor.
Gene Osmanlı tıbbiyesine kadın öğrenci kabul edilmemiştir.
3 Kasım 2018 Cumartesi
Yalanın egemen olduğu bir çağda
Yalanın egemen olduğu bir çağda gerçekleri ortaya çıkarmak hakiki devrimciliktir. George Orwell
Kafka'nın dehşet verici ızdırabı
Kafka'nın dehşet verici ızdırabı:
Ah Milena! Denize düşmüşüz sanki, elimizde olmadan oradan oraya sürükleniyoruz. Boğulmuyorsak, bu da kötülük olsun diyedir.
Ah Milena! Denize düşmüşüz sanki, elimizde olmadan oradan oraya sürükleniyoruz. Boğulmuyorsak, bu da kötülük olsun diyedir.
Öyle boş laflar vardır ki
“Öyle boş laflar vardır ki bir ulus içine hapsedilir."
Mesela bunlardan birkaçı:
Bir ölür, bin diriliriz.
Cennet gibi vatanımız var.
İyi ki bu topraklarda müslüman Tük milletinin bir ferdi olarak doğmuşum.
Not: Ben herhangi bir ululamanın karşısındayım.Özellikle dinin kültüre dönüşmesi gerektiğini düşünüyorum. Vatan sevgisini, milli ve dini değerleri kültürel gerçeklik veya gereklilik olarak alırsak ölmeyi, öldürmeyi değil yaşamayı, iyi ve güzel yaşamayı, yaşatmayı yavaş yavaş öğreniriz.
3/11/2018 sb
Mesela bunlardan birkaçı:
Bir ölür, bin diriliriz.
Cennet gibi vatanımız var.
İyi ki bu topraklarda müslüman Tük milletinin bir ferdi olarak doğmuşum.
Not: Ben herhangi bir ululamanın karşısındayım.Özellikle dinin kültüre dönüşmesi gerektiğini düşünüyorum. Vatan sevgisini, milli ve dini değerleri kültürel gerçeklik veya gereklilik olarak alırsak ölmeyi, öldürmeyi değil yaşamayı, iyi ve güzel yaşamayı, yaşatmayı yavaş yavaş öğreniriz.
3/11/2018 sb
Türkiye cumhuriyetini kuran Türkiye halkına...
“Türkiye cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.” Bu tanım Atatürk'ün bizzat yaptığı bir tanımdır. Eğer devrim (cumhuriyet kurmak) yapılmasaydı Türkiye halkları millet olamayacak, dolayısıyla Türk milleti tanımlaması da bu şekilde yapılmayacaktı. Bir partinin “Türk de biziz Kürt de biziz, hepimiz Türk milletiyiz.” sloganı bu açıklamalar doğrultusunda daha da anlamlı hale geliyor. Bu tanımlamadan vazgeçilmesi kimseye bir şey kazandırmayacağı gibi aksine herkesten çok şey kaybettirir. Dolayısıyla ne mutlu Türk'e veya Kürt'e değil ne mutlu Türküm diyene, demenin gerekliliği ortadadır. Sb (DP'nin bir konuşmasından ilhamla...)29.10.2018
Not: Kara Kuvvetleri Komutanlığı bir yetkili Doğu Perinçek'i arayarak bu sözü “Türkiye cumhuriyetini kuran Türk halkına Türk milleti denir.” şeklinde bildiklerini elindeki belgeleri ulaştırarak bunu düzelteceklerini söylüyor. Bunun üzerine Atatürk'ün el yazması notları ve o dönemin vatandaşlık dersi kitabındaki bilgiler gönderiliyor...
Not: Kara Kuvvetleri Komutanlığı bir yetkili Doğu Perinçek'i arayarak bu sözü “Türkiye cumhuriyetini kuran Türk halkına Türk milleti denir.” şeklinde bildiklerini elindeki belgeleri ulaştırarak bunu düzelteceklerini söylüyor. Bunun üzerine Atatürk'ün el yazması notları ve o dönemin vatandaşlık dersi kitabındaki bilgiler gönderiliyor...
Tek millet değil, Türk milleti
"Tek millet değil, Türk milletidir; tek vatan değil, Türk vatanıdır; tek bayrak değil, Türk bayrağıdır; tek devlet değil, Türk devletidir." (İyi Partili bir siyasetçi)
***
Bu toprakların Çerkez'i Türk milletinin Çerkez'idir.
Keza Kürt'ü, Türk milletinin Kürt'ü; Arab'ı Türk milletinin Arab'ı; Boşnak'ı Türk milletinin Boşnak'ıdır vb.
***
Mübadelede gönderilen Rumlar aslında köken itibariyle vaktiyle Hristiyan olmuş Türklerdir. Dolayısıyla mübadelede onların gönderilmesi çok yanlış olmuştur. Milli mücadelede aralarında soydaşlarımızın yanında mı dindaşlarımızın yanında mı yer alalım diye tartışmışlar ve önemli bir kısmı soydaşlarının yani Türklerin yanında yer almışlardır.
Öyle ki bunlardan biri Türk dostu diye anılınca ben Türk'üm diyerek buna itiraz etmiştir.
***
Tek parti dönemini aşağılayıp 33 yıllık tek adam yönetimini ululamak ne büyük çelişkidir.
İstiklal Marşı'nda Akif ırk kelimesini iki yerde kullanıyor. Bu ırkın ne olduğunu Ordunun Duası şiirinden anlıyoruz:
Türk eriyiz, silsilemiz kahraman...
Müslümanız, Hakk’a tapan müslüman.
Putları Allah tanıyanlar, aman,
Mescidimin boynuna çan asmasın.
Yukarıdaki metin Cemil Kılıç isimli bir ilahiyatçı yazarın konuşmasından esinlenilerek oluşturulmuştur.
3/11/2018 Sb
***
Bu toprakların Çerkez'i Türk milletinin Çerkez'idir.
Keza Kürt'ü, Türk milletinin Kürt'ü; Arab'ı Türk milletinin Arab'ı; Boşnak'ı Türk milletinin Boşnak'ıdır vb.
***
Mübadelede gönderilen Rumlar aslında köken itibariyle vaktiyle Hristiyan olmuş Türklerdir. Dolayısıyla mübadelede onların gönderilmesi çok yanlış olmuştur. Milli mücadelede aralarında soydaşlarımızın yanında mı dindaşlarımızın yanında mı yer alalım diye tartışmışlar ve önemli bir kısmı soydaşlarının yani Türklerin yanında yer almışlardır.
Öyle ki bunlardan biri Türk dostu diye anılınca ben Türk'üm diyerek buna itiraz etmiştir.
***
Tek parti dönemini aşağılayıp 33 yıllık tek adam yönetimini ululamak ne büyük çelişkidir.
İstiklal Marşı'nda Akif ırk kelimesini iki yerde kullanıyor. Bu ırkın ne olduğunu Ordunun Duası şiirinden anlıyoruz:
Türk eriyiz, silsilemiz kahraman...
Müslümanız, Hakk’a tapan müslüman.
Putları Allah tanıyanlar, aman,
Mescidimin boynuna çan asmasın.
Yukarıdaki metin Cemil Kılıç isimli bir ilahiyatçı yazarın konuşmasından esinlenilerek oluşturulmuştur.
3/11/2018 Sb
30 Haziran 2018 Cumartesi
Turgut Özakman'ın Şu Çılgın Türkler Kitabı Üzerine
Bu kitabı daha önce okumadığıma pişmanım.
Bu ülkede bir zamanlar (çözüm süreci ve Ergenekon davaları süreci) milli duygularla alay edilir, TC'ler levhalardan indirilirdi.
Hatta bu kitapla alay eden Şu Yılgın Türkler kitabı yazıldı. Ve ben marifetmiş gibi o pespaye kitabı okumuştum.
Fakat Türk'ün en büyük destanlarından biri ve belki de en büyüğü olan milli mücadelenin belgelerle desteklenmiş romanı olan bu kitabı okumaya bile gerek görmemiştim.
Lafı daha fazla uzatmadan bu kitabı herkese, özellikle bütün gençlerimize öneririm.
Sb 30.6.2018
Bu ülkede bir zamanlar (çözüm süreci ve Ergenekon davaları süreci) milli duygularla alay edilir, TC'ler levhalardan indirilirdi.
Hatta bu kitapla alay eden Şu Yılgın Türkler kitabı yazıldı. Ve ben marifetmiş gibi o pespaye kitabı okumuştum.
Fakat Türk'ün en büyük destanlarından biri ve belki de en büyüğü olan milli mücadelenin belgelerle desteklenmiş romanı olan bu kitabı okumaya bile gerek görmemiştim.
Lafı daha fazla uzatmadan bu kitabı herkese, özellikle bütün gençlerimize öneririm.
Sb 30.6.2018
20 Haziran 2018 Çarşamba
Hendek Kazıp Mehmetçiğe Kurşun Atanların Yanında Siyaset Üretenlere Cevabımdır
Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Kürt sorununu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde mecliste milletvekillerinin oyuyla şeffaf bir şekilde çözecekmiş.
Biz de diyoruz ki (biz: Türkiye'nin kurucu felsefesine sahip çıkan ve ülkenin bölünmez bütünlüğünü asla tartışmayanlar) kanla alınmış bu ülke - Nihat Genç gibi söylersek- İnce'nin bilmem neyi midir ki mecliste oya sunacak?
Öyle bir meclis ki Meclis-i Mebusan da olduğu gibi aslî unsur olan Türklerin alevere dalevereyle azınlık durumuna düşürüldüğü bir meclis...
Her karışı kanla sulanmış bu ülkenin bölünmez bütünlüğü demokrasi konusu olamaz.
Bugünlerde laik, seküler kesim, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde HDP seçmeninin oyunu alabilmek için - mafya jargonuyla söyleyecek olursak- adeta kendi ayağına sıkıyor.
Kürt sorununun, egemenliği etnik temele göre bölüşmek demek olduğunu bir türlü anlamıyorlar ya da anlamak istemiyorlar.
Suruç'ta seçim çalışmalarında çıkan tartışmanın dört kişinin ölümüyle sonuçlanması da gösteriyor ki Türkiye'de kültür seviyesi çok düşüktür. İktidarı etnik unsura göre bölüşmek ülkeyi kan gölüne çevirecektir.
Anladığım kadarıyla bir kısım laik, seküler kesimde Kürt meselesine salt hümanist fikirler çercevesinde bir yaklaşım da söz konusu. Bu, şimdilik hayali muhal bir ütopya. Ne zaman ülke insanına dünya ölçeğinde bir eğitim verilir ve gezegenimizin her yerinde 'dünya vatandaşlığı' bütün kimliklerin önünde bir değer olur işte o zaman bu kesimlerin arzularının bir geçerliliği olabilir.
Bazı zevat, bu düşüncelerimden hareketle ve bir kısım Kürtlerin bize karşı müsamahasız dil kullanmalarını hatırlatmam karşısında “Kürt faşistlerinin daha bilmem ne olduğuyla” ilgili cümleler kurmakta üstü örtülü veya açık olarak beni ve benim gibi düşünenleri Türk faşisti olarak itham etmektedir.
Şunu söyleyeyim.Ben bir kültür milliyetçisiyim, ırk ululayıcısı değil. Zira soyumun iki yüzyıl evvelinde hangi etnik unsura dayandığını da bilmiyorum. Bunun hiçbir önemi de yok. İstiyorum ki mevcut durum (iktidar gücünün ve vatanın laik temel üzere bölünmez bütünlüğü) bir Irak, bir Suriye olmamak için korunsun.
Hoş, PKK'nın yanına düşmektense bu kişilerce PKK'nın ve onun uzantılarının karşısında olmaktan dolayı bir faşist olarak görülmek gam değil...
Ve gene sözde çağdaş bu kişiler, Kürt sorunu söz konusu olduğunda ortaçağ zihniyetine teslim olduklarının farkında değiller.
Acaba, Avrupa, Amerika ha babam sınırları kaldırmaya çalışırken Ortadoğu'da ise etnik milliyetçiliği körüklemeleri niye?..
Ayrıca, sosyalist olduklarını iddia eden bu zevatın bir çelişkisi de Amerika'nın fiili destek verdiği ve silahlı gücüm dediği PKK ve PYD'nin Türkiye'de HDP tarafından dile getirilen söylemlerinin bir bağımsız demokrasi mücadelesi ve her ulusun kendi gelecegini tayin hakkı olduğunu sanması.
Bu, sözüm ona sevgi kelebeklerinin anlamadıkları ya da anlamak istemedikleri bir husus da bizim gibi ortacağ zihniyetini hala aşamamış bir ülkede fikirleriyle çok kanlı bir yıkıma yol açacaklarını bilmiyor olmalarıdır.
Çözüm...
Egemenliğin etnik ve dinî temele göre tartışılmadığı, eğitimde ortaçag zihniyetnin terk edildiği, uluslararası seviyede bir eğitim politikası ve dünya vatandaşı bir insan modeliyle zor olsa da biz bu sorunu da çözeriz.
Sb 20/06/2018 22.00
Biz de diyoruz ki (biz: Türkiye'nin kurucu felsefesine sahip çıkan ve ülkenin bölünmez bütünlüğünü asla tartışmayanlar) kanla alınmış bu ülke - Nihat Genç gibi söylersek- İnce'nin bilmem neyi midir ki mecliste oya sunacak?
Öyle bir meclis ki Meclis-i Mebusan da olduğu gibi aslî unsur olan Türklerin alevere dalevereyle azınlık durumuna düşürüldüğü bir meclis...
Her karışı kanla sulanmış bu ülkenin bölünmez bütünlüğü demokrasi konusu olamaz.
Bugünlerde laik, seküler kesim, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde HDP seçmeninin oyunu alabilmek için - mafya jargonuyla söyleyecek olursak- adeta kendi ayağına sıkıyor.
Kürt sorununun, egemenliği etnik temele göre bölüşmek demek olduğunu bir türlü anlamıyorlar ya da anlamak istemiyorlar.
Suruç'ta seçim çalışmalarında çıkan tartışmanın dört kişinin ölümüyle sonuçlanması da gösteriyor ki Türkiye'de kültür seviyesi çok düşüktür. İktidarı etnik unsura göre bölüşmek ülkeyi kan gölüne çevirecektir.
Anladığım kadarıyla bir kısım laik, seküler kesimde Kürt meselesine salt hümanist fikirler çercevesinde bir yaklaşım da söz konusu. Bu, şimdilik hayali muhal bir ütopya. Ne zaman ülke insanına dünya ölçeğinde bir eğitim verilir ve gezegenimizin her yerinde 'dünya vatandaşlığı' bütün kimliklerin önünde bir değer olur işte o zaman bu kesimlerin arzularının bir geçerliliği olabilir.
Bazı zevat, bu düşüncelerimden hareketle ve bir kısım Kürtlerin bize karşı müsamahasız dil kullanmalarını hatırlatmam karşısında “Kürt faşistlerinin daha bilmem ne olduğuyla” ilgili cümleler kurmakta üstü örtülü veya açık olarak beni ve benim gibi düşünenleri Türk faşisti olarak itham etmektedir.
Şunu söyleyeyim.Ben bir kültür milliyetçisiyim, ırk ululayıcısı değil. Zira soyumun iki yüzyıl evvelinde hangi etnik unsura dayandığını da bilmiyorum. Bunun hiçbir önemi de yok. İstiyorum ki mevcut durum (iktidar gücünün ve vatanın laik temel üzere bölünmez bütünlüğü) bir Irak, bir Suriye olmamak için korunsun.
Hoş, PKK'nın yanına düşmektense bu kişilerce PKK'nın ve onun uzantılarının karşısında olmaktan dolayı bir faşist olarak görülmek gam değil...
Ve gene sözde çağdaş bu kişiler, Kürt sorunu söz konusu olduğunda ortaçağ zihniyetine teslim olduklarının farkında değiller.
Acaba, Avrupa, Amerika ha babam sınırları kaldırmaya çalışırken Ortadoğu'da ise etnik milliyetçiliği körüklemeleri niye?..
Ayrıca, sosyalist olduklarını iddia eden bu zevatın bir çelişkisi de Amerika'nın fiili destek verdiği ve silahlı gücüm dediği PKK ve PYD'nin Türkiye'de HDP tarafından dile getirilen söylemlerinin bir bağımsız demokrasi mücadelesi ve her ulusun kendi gelecegini tayin hakkı olduğunu sanması.
Bu, sözüm ona sevgi kelebeklerinin anlamadıkları ya da anlamak istemedikleri bir husus da bizim gibi ortacağ zihniyetini hala aşamamış bir ülkede fikirleriyle çok kanlı bir yıkıma yol açacaklarını bilmiyor olmalarıdır.
Çözüm...
Egemenliğin etnik ve dinî temele göre tartışılmadığı, eğitimde ortaçag zihniyetnin terk edildiği, uluslararası seviyede bir eğitim politikası ve dünya vatandaşı bir insan modeliyle zor olsa da biz bu sorunu da çözeriz.
Sb 20/06/2018 22.00
14 Haziran 2018 Perşembe
Okuduğum kitaplar
Bu listeyi yayımlamaktaki amacım nedir? Kimi dostlar 'bakın ben ne çok kitap okudum' demek için bu listeyi yayımladığımı zannediyor. Bilakis bu liste ne de az okuduğumun belgesidir. Son dört yılda yaklaşık 100 kitap okumuşum. 1997'den bu yana (edebiyat 1. sınıftaydım) her dört yılda 100 kitap okuduğum düşünülürse 400 kitap yapar. Bu da yukarıda söylediğim gibi çok az bir rakam.
Tabi bu arada ne okunduğu, nasıl okunduğu daima önemlidir, notunu da düşmek gerek. Öyle kitap okursunuz ki o kitabı yazan kadar emek sarfedersiniz. Yani kitap sizin malınız olur...
Cemil Meriç ne diyordu, "kalbi var kitapların, onları bir kerhane sermayesi gibi, haşin parmaklarla mıncıkladın mı senin oldular sanıyorsun. Gaflet. Senin olan sadece on dakikalık tenleri."
Başa dönersek, öğretmen olmam hasebiyle bazen ne okuyalım diye soranlar oluyor, öğrencilerim arasında -özellikle mezun öğrencilerim- hocamız ne yazıyor ne okuyor diye merak edenler olduğunu biliyorum. Tabi kimi dostlara da haksızlık etmeyelim, birkaç samimi dostun da neyle iştigal ettiğimi merak ettiğini biliyorum. İşte böyle bir merakı gidermek amacım.
Ne yalan söyleyeyim, böyle bir liste yayımlamak daha çok okumam için inanılmaz bir motivasyon kaynağı oldu. Bunu teyit için listeye bakılabilir. Listeyi yayınlayalı beri daha çok okuduğum görülecektir.
sb 07/09/2012
Listenin ilk yayım tarihi: 06 Ağustos 2012
1. Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali, 2008
2. Devlet, Eflatun, 2008
3. Beyaz Diş, Jack London, 2008
4. Mevlanadan Seçmeler, 2008
5. Pazarola Hasan Bey,2008
6. Beyaz Gemi, Cengiz Aytmatov, 2008
7. Sokratesin Savunması, Platon, 2008
8. Robinson Curusoe, Daniel Defoe, 2008
9. Dahiler ve Deliler, Mehmet Niyazi, 2008
10. Kültür ve Dil, Mehmet Doğan, 2008
11. Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler, Rasim Özdenören 2008
12. Esir Şehirn İnsanları, Kemal Tahir, 2008
13. Akdeniz, Panait Istratı, 2008
14.Esir Şehrin Mahpusu, kemal Tahir, 2008
15. Gora, Tagor, 2008
16. İbrahim Efendi Konağı, Samiha Ayverdi, 2008
17. Türkçenin Söz Dizimi, Vecihe Hatiboğlu, 2008
18. Dinle Neyden, Metin Baboroğlu 2008
19. Türk Dili Dergisi 2008 Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim sayıları
20. Günümüzde Bir Alpern, 2008
21. Suyu Arayan Adam (Olağanüstü bir otobiyografi) Şevket Süreya Aydemir, 2008
22. Matmazel Noraliya'nın (Nuriye'nin) Koltuğu, Peyami Safa, 2008
23. Devlet Ana,1. cilt Aralık 2008
24. Devlet Ana, 2. cilt Aralık 2008 toplam sayfa 773)
25. Roman Kavramı ve Türk Romanı, Hilmi Yavuz, Aralık 2008
26. Yorgun Savaşçı, Kemal Tahir, Aralık 2008
27. Derin İmparatorluk, Orkun Uçar, Saygın Ergin Kasım 2008
28. Osmancık, Tarık Buğra, Aralık 2008
29. Yalnızız, Peyami Safa, Kasım 2008
30. Onlar da İnsandı, Cengiz Dağcı, Kasım 2008
31. Hür Şehrin İnsanları, Kemal Tahir, Ekim 2008
32. Bir Tereddüdün Romanı, Peyami Safa, Ekim 208
33.Tufandan Önce, Mustafa Kutlu, 2008
34. Yusuf u Züleyha, Nazan Bekiroğlu, 2008
35. Ladikli Ahmet Ağa (komedi bir kitap) 2008
36. Miskinler Tekkesi, Reşat Nuri, Aralık 2009
37.Kahve Molası, İskender Pala, Ekim 2009
38.Hüküm Gecesi, Y Kadri, Ekim 2009
39. Çıktım Erik Dalına, Niyazi Mısri Şerhi Temmuz 2009
40.Anayurt Oteli, Yusuf Atılgan, Temmuz 2009
41.Yüzyılın Soykırımı, Mehmet Doğan, Haziran 2009
42. Bir Adam Yaratmak, Necip Fazıl, Haziran 2009
43. Gafillikler Kitabı, Özkan Akdoğan, Haziran 2009
44.Türkistan Türkiye Gergefinde İran, Mehmet Doğan, Mayıs 2009
45. Aşk, Elif Şafak, Mayıs 2009
46. Yaban, Yakup Kadri, Nisan 2009
47. Kuran Meali, Mustafa İslamoğlu (Bitirilmedi) 2009
48. Bir idealistin Not Defteri, Nisan 2009
49. Bir İngiliz Casusunun İtirafları, Nisan 2009
50. Mesnevi 3. cilt, Mevlana, Şubat 2009
51. Sorularla Osmanlı İmparatorluğu, Erhan Afyoncu, Şuabt 2009
52. Zeytin Dağı, Falih Rıfkı, Şubat 2009
53.Eğil Dağlar, Yahya Kemal, Şubat 2009
54. Dursun Ali Tökel'in Makaleleri 2009 (İnternetten indirildi.)
55. Kilit, Mustafa Necati, Ocak 2009
56. Toprak Ana, Cengiz Aytmatov, Ocak 2009
57. Semerkant, Amin Maalouf , Ocak 2009
58. Mülkiyet Kalesi, Kemal Tahir, Ocak 2009
59. Baba ve Piç, Elif Şafak, Haziran 2010
60. Kara Kitap, Orhan Pamuk, Mayıs 2010
61.Körduman, Kemal Tahir, Nisan 2010
62. Orhan Kemal [Türk Klasikleri] Ocak 2010
63.Hanımın Çiftliği, Orhan Kemal, Şubat 2010
64.Hikayeler, Tanpınar, Ocak 2010
65. Berektli Topreaklar Üzerinde, Orhan Kemal, Ocak 2010
66.İçinizdeki Öküze Oha Deyin, Bülent Akyürek, Ocak 2010
67. Naturdam'ın Kamburu, Victor Hugo, 2011
68. Namusçular-Kemal Tahir-Mart 2015
69.Sızıntı Wikileaks'te Ünlü Türkler, Barış Pehlivan/Barış Terkoğlu, Aralık 2012
70. Kiralık Konak, Yakup Kadri, Kasım 2012
71.Efendi-2, Soner Yalçın, Kasım 2012
72. Efendi-1, Soner Yalçın, Ekim 2012
73.Dava, Kafka, Ekim 2012
74. Mavi Sürgün, Halikarnas Balıkçısı, Eylül 2012
75. Yüzler ve İzler, Hilmi Yavuz, Eylül 2012
76.Nur Baba, Yakup Kadri, Eylül 2012
77. Dücane Cündioğlu, Keşf-i Kadim, Eylül 2012 "Zirveler zırvalarla yıkılmaz."
78. Kemal Tahir, Namuscular, Eylül 2012
79. Kemal Tahir, Bozkırdaki Çiçek, Ağustos 2012
80. Sabahattin Ali, Kamyon (Seçme Öyküler), Ağustos 2012
81. Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, Ağustos 2012
82.Halil Cibran, Kabuklar ve Özler, Ağustos 2012 “Birisiyle tartışmak, zeka derecesinin en düşüğüdür.” S.19
83.Nermi Uygur, Denemeci, Ağustos 2012
84. Bilge Karasu, Kılavuz, Ağustos 2012
85. Amin Maalouf, Yolların Başlangıcı, Ağustos 2012
86.George Orwell, Bindokuzyüzseksendört, Ağustos 2012
87.Dün Korkusu, Nihat Genç Haziran 2012
88. Anadolu Notları, Reşat Nuri, 2012
89. Ölümcül Kimlikler, Amin Maalouf , Temmuz 2012
90 Hayvan Çifliği, G. Orvel, Temmuz 2012
91. Aylak Adam, Yusuf Atlgan, Temmuz 2012
92. Türkiye Sen Kimsin, Gündüz Vassaf,Temmuz 2012
93. Bütün Öyküleri, Yusuf Atlgan, Haziran 2012
94. Sakın İnanma Kanma Aldanma, Refik Halid Karay, Haziran 2012
95. Kimliğimi Kaybettim Hükümsüzdür, Gündüz Vassaf,Mayıs 2012
96. Şah ve Sultan, İskender Pala, Nisan 2012
97. Gece, Bilge Karasu, Şubat 2012
98. Sağır Dere, Kemal Tahir, Mart 2012
99. Göl İnsanları, Kemal Tahir, Şubat 2012
100. Zehra'nın Defteri, Kemal Tahir, Mart 2012
101. Dutlar Yetişmedi, Kemal Tahir, Mart 2012
102. Üstadın Ölümü, Kemal Tahir, Mart 2012
103. Yüzüncü Ad, Amin Maalouf, Ocak 2012
104.Dorian Gray'in Portresi, Oscar Wilde, Temmuz 2013
105.Halide Edip, Mor Salkımlı Ev, Haziran 2013
106.Bilge Karasu, Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı, Haziran 2013
107.İnci Aral, Safran Sarı, Mayıs 2013
108. Amin Maalouf, Tanios Kayası, Mayıs 2013
109.Mithat Cemal Kuntay, Üç İstanbul, Nisan 2013
110.Amin Maalouf, Çivisi Çıkmış Dünya, Nisan 2013
111. Halikarnas Balıkçısı, Merhaba Akdeniz, Nisan 2013
112.Nereye Gitti İstanbul, Aydın Boysan, Mart 2013
113. Göç Zamanı, Bahaddin Özkişi, Mart 2013
114. Umberto Eco, Gülün Adı, Mart 2013
115. Çetin Altan, Büyük Gözaltı, Şubat 2013
116.Sunay Akın, Onlar hep oradaydı, Şubat 2013
117. Boşlukta Mavi, Nezihe Meriç, Şubat 2013
118.Kuyu, Rasim Özdenören, Şubat 2013
119. Altı Ay Bir Güz, Bilge Karasu, Şubat 2013
120. Türk'ün Ateşle İmtihanı, Halide Edip, Şubat 2013
121.Hayat Değiştiren Başarı öyküleri, Serder Sinanoğlu, Ocak 2013
122. Karartma Geceleri, Rıfat Ilgaz, Ocak 2013
123. Sırça Köşk, Sabahattin Ali, Ocak 2013
124.Sadakat, İnci Aral, Ocak 2013
125.Halikarnas Balıkçısı, Turgut Reis, Ocak 2013
126. Aix - Londra - İstanbul Mektupları, Nezihe Meriç - Orhan Suda, Ocak 2013
127. Türk Aynştanı / Oktay Sinanoğlu Kitabı, Ocak 2013
128. Afrikalı Leo- Amin Maalouf- Ağustos 2015
129.Aferin-Aziz Nesin- Temmuz 2015
*Uğur Mumcu'nun Söz Meclisten İçeri kitabını bütünüyle okumadım.
130.Benim Adım Kırmızı-Orhan Pamuk Nişan 2015İstanbul otobiyografisini tam okuyamadım.
131.Kar-Orhan Pamuk -Nisan 2015
132. Memleket Hikayeleri, Refik Halit, Aralık 2017
133.Yakup Kadri Hikayeler kitabı, Aralık 2017
134. Yeşil Gece, (Oyun)Aralık 2017
135.Ömer'in Çocukluğu,Muallim Naci, Aralık 2017
136.Sinan Kutlu, Elveda Postmodernizm, Kasım 2017
137.Guy De Maupassant, Seçme Öyküler, Mart 2018
138.jules verne denizler altında 20 bin fersah, Mart 2018
139.Baudelaire, genç edebiyatçı arkadaşlara bazı tavsiyeler, Nisan 2018
140.Ferit Edgü, Hakkari'de Bir Mevsim, Nisan 2018
141.Marcel Proust, Üst Kat Komşusuna Mektuplar, Nisan 2018
142.Nazım Hikmet, Yazılar-4, Nisan 2018
143. Necip Mahfuz, Ezilenler, Nisan 2018
144. İvo Andriç, Drina Köprüsü, Mart 2018
145. Gonçarov, Oblomov, Mart 2018
146.A.Y Doğan, Hikaye İncelemeleri, Mart 2018
147.Nazım Hikmet, Yazılar-3, Mart 2018 "Tramvayın içi bir softa kafası gibi boştu." S.146
148.Nazım Hikmet, Yazılar-2, Mart 2018
149. Nazım Hikmet, Yazılar-1, Mart 2018
150.Fakir Baykurt, Dünya Güzeli, Mart 2018
151.Memduh Şevket Esendal, Miras, Şubat 2018
152. Melih Cevdet Anday, Kalabalığın Şiiri, (Orhan Veli ve Garip Üzerine Yazılar, hazırlayan, Yalçın Armağan) Şubat 2018
153. Fakir Baykurt, On Binlerce Kağnı, Şubat 2018
154.Hasan Ali Yücel, Pazartesi Konuşmaları, Şubat 2018 (bitirilemedi)
155. Ömer Asım Aksoy, 2000 Sözün Eleştirisi, Şubat 2018
156. Falih Rıfkı Atay, Batış Yılları, Şubat 2018
157. Sıddık Akbayır, Bir Turgut Uyar Portresi, Şubat 2018 T Uyar, şiirde ne söyledi aşamasından nasıl söyledi aşamasına geçmek için erken olduğunu belirtir.
158.Rıfat İlgaz, Karadenizin Kıyıcığında, Şubat 2018
159.Feyza Hepçilingirler, Türkçe Of, Şubat 2018
160.Yalçın Mıhçı- Suat Özer, Türkçenin Diriliş Hareketi, Şubat 2018
161.Hayati Develi, Dil Doktoru, Şubat 2018
162. Oğuz Atay, Korkuyu Beklerken, Şubat 2018
163. Nihat Genç, Tek Tabanca, 2016 Bu hikâyeler kurmaca gerçeklikten ziyade yaşanmışlıkların biraz kurgulanarak anlatılmasıyla oluşmuş. İnsanı derinden etkilemeyi başarıyor Nihat Genç. Bu yüzden Türk Dostoyevski diyebiliriz kendisine.
164. Franz Kafka, Aforizmalar, Ocak 2018"Kafesin biri bir kuş aramaya çıktı."16 nolu bu sözü şöyle de anlayabiliriz: Kafes, iktidar (bize hükmetmeye çalışan herkes); kuş, seçmen/ vatandaş.
165. Sunay Akın, Kırdığımız Oyuncaklar, Ocak 2018
166. Rıfat Ilgaz, Halime Kaptan, Ocak 2018
167.Nihat Genç, Köpekleşmenin Tarihi, Ocak 2018
168. Hatıraların Işığında, Mehmet Çınarlı, Ocak 2018 O zamanın softası sayılabilecek çınarlı iyi içermiş!
169.Şiddet Ruhu, Necati Cumalı, Ocak 2018
170. İbiş'in Rüyası, Tarık Buğra, Ocak 2018
171. Vatan Yolunda, Yakup Kadri, Ocak 2018
172. Politikada 45 Yıl, Yakup Kadri, Ocak 2018
173. Gene Yalnızlık, Nurullah Ataç, Ocak 2018
174. Salah Birsel, Paf ve Puf, Mayıs 2018
175. Oğuz Atay, Tehlikeli Oyunlar, Mayıs 2018
176. Refik Halit Karay, Gurbet Hikayeleri, Mayıs 2018
177.Ferit Edgü, Çığlık, Mayıs 2018
178.Ferit Edgü, Do Sesi, Mayıs 2018
179.Ferit Edgü, İŞTE DENİZ, MARİA, Haziran 2018
180.Ferit Edgü, Bir Gemide, Haziran 2018
181.Ferit Edgü, Av, Haziran 2018
182.Ferit Edgü, Devam, Haziran 2018
183.Ferit Edgü, Bozgun, Haziran 2018
184.Ferit Edgü, Kaçkınlar, Haziran 2018
Not: Yukarıda Ferit Edgü'den okuduğum hikayeler onun Leş adlı bütün hikayelerinin toplandığı kitabından okunmuştur.
185.Eğitimde Mesleki Gelişim Ve Bir Eğitimcinin Başucu Kitapları Sunusu, Haziran 2018
186.Öncü Bir Eğitimci Olarak Nurettin Topçu Ve Türkiye’nin Maarif Davası, Makale, Haziran 2018
187.Yüzyıllık Yalnızlık, Gabriel García Márquez, Haziran 2018
188. Şu Çılgın Türkler, Turgut Özakman, Haziran 2018
189. Adalet Sıtması, Hasan İzzettin Dinamo, Temmuz 2018 Bu uzun hikayeyi biraz acemice buldum.
190. Handan, Halide Edip Adıvar, Temmuz 2018 Dil savruk ve süslü. Handan, kendinden oldukça yaşlı kocası Hüsnü Paşa'nın zamparalıklarına karşı kadınlık onurunu ayaklar altına alıyor... Bu durumu ve romanın bütününde anlatılanları biraz abartılı buldum. Roma'nın sunuş yazısından kısmen otobiyografik özellikler de barındırdığını öğreniyoruz. Şöyle ki Halide Edip'in ilk kocası Salih Zeki, ikinci bir eş almak istiyor. Bunun üzerine Halide Edip hastalanıyor, Londra'ya gidiyor ve ilk eşi Salih Zeki'den boşanıyor vs...
191. Anadolu Efsaneleri, Cevat Şakir Temmuz 2018
192. Anadolu Tanrıları, Cevat Şakir Temmuz 2018
193. Düşün Yazıları, Cevat Şakir Temmuz 2018
194. Altın Gözlü Kız, Balzac, Cemil Meriç çevirisi,Temmuz 2018
195. Harem, Zülfü Livaneli, Temmuz 2018
196. J. D. Salinger, Çavdar Tarlasında Çocuklar, Temmuz 2018
197. Öksüz Musa, Hasan İzzettin Dinamo, Ağustos 2018
198. Satranç, Stefan Zweig ( Sesli kitap) Ağustos 2018
198.Simyacı, paulo coelho ( Sesli kitap) Ağustos 2018
199. Dönüşüm, Kafka, ( Sesli kitap) Ağustos 2018
200.William Faulkner, Oyunbozan, (Radyo Tiyatrosu) Ağustos 2018
201.MURAT GÜLSOY BÜYÜBOZUMU:YARATICI YAZARLIK Eylül 2018
202.MİZANCI MURAD VE TURFANDA MI, TURFA MI? ROMANINDA EĞİTİM
Mehmet ÖZDEMİR Zekeriyya KANTAŞ Ekim 2018
203.Fahim Bey ve Biz, Abdülhak Şinas Hisar, Ekim 2018
204. Bir Sürgün, Yakup Kadri, Ekim 2018
205. Dostoyevski, sesli kitap: Yeraltından Notlar, Polzunkov, Noel Ağacı ve Bir Evlenme Ekim 2018
206.Günlerin Getirdiği, Nurullah Ataç, Ekim 2018
207.Cengiz Aytmatov Kızıl Elma, Oğulla Buluşma, Beyaz Yağmur, Asker Çocuğu, Deve Gözü, Ekim 2018
208. Tolstoy, sesli kitap: öksüz çocuk, Yoksul Köylünün Oğlu, ateşi kıvılcımken söndürmeli
209. Çehov, sesli kitap: Soyunun son türü, şarkıcı kız, mektup, çeyiz, baba, birinci mevkii yolcusu, çekilmez insanlar, cahillik, 6. Koğuş, mektup, şarkıcı kız, soyunun son türü, aşçı kadın evleniyor, çocuklar, yayın balığı, vanka
Not: Sesli kitaplar bizzat okumadan daha verimli oluyor. Bu kitapları Akın Altan'dan dinliyorum. Dinleme hızı artınca konsantrasyon da sağlanmış oluyor. Dolayısıyla dinleme hızı okuma hızından yüksek olunca anlamak daha da kolaylaşıyor.
210. Gorki, sesli kitap: Bir Cinayetin Hikayesi, pazar, yazar ve şeytan, çocuklar, kız çocuğu
211. DH Lawrence, sesli kitap:Adaları Seven Adam
212. Thomas MAN, sesli kitap: Gömütlük Yolu
213. Fernando Pessoa, sesli kitap: şeytanın saati
214. John Steinbeck, sesli kitap: infazcı
215. Umberto Eco, sesli kitap: cecünün yer cüceler
216.Haruki Mahruki, sesli kitap: Tuhaf Kütüphane
217. Alphose Daudet, sesli kitap: casus çocuk, satılık ev, üç uyarı
218. Kafka, sesli kitap: mutsuz olmak, cezalılar kolonisi
219. James Joyce, sesli kitap: Kız Kardeşler, Araby
220.Stefan Zweig, sesli kitap: Kurşun Mühürlü Tren (Lenin'in 1917 devriminden önce Rusya'ya dönüşü anlatılıyor.)
221. Puşkin, sesli kitap:goryukhino köyü tarihi
222. Edgar Allan Poe, sesli kitap: şeytanla asla kafan üzerine bahse girme
223. Atatürk'ün Büyük Nutku, sesli kitap, Aralık 2018
224. Attila İlhan, Gazi Paşa, Aralık 2018
225. Abdülhak Şinasi Hisar, Geçmiş Zaman Edipleri, Aralık 2018
226. Mehmet Kurtoğlu, Hasret ve Azap, ocak 2019
227. Nazım Hikmet, Sanat ve Edebiyat üzerine yazılar,haz. Aziz Çalışlar, Ocak 2019
228. Haldun Taner, Çok Güzelsin Dur Gitme Şubat 2019
229. Tarık Buğra, Söyleşiler, Şubat 2019
230. Sabahattin Ali,Kürk Mantolu Madonna, Mart 2019
231. Sabahattin Ali İçimizdeki Şeytan, Mart 2019
232. Mahmut Makal, Bizim Köy Nisan 2019
233.Canan Tan, Piraye, (sesli kitap)Kasım, 2019
234. Nihal Atsız, Ruh Adam, Kasım, 2019
235. Nihal Atsız, Türk Ülküsü, Kasım, 2019
234.Muzaffer İzgü, Zıkkımın Kökü, Kasım
235.Hüseyin Rahmi, İki Hödüğün Hikayesi, Ekim-Kasım, 2019
236.Hüseyin Rahmi, Deli Filozof, Ekim-Kasım 2019
236.Kemal Tahir, Karılar Koğuşu,Kasım, 2019
237. Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı, Rober Pissig, Eylül 2019
238. Halit Ziya, Ferhunde Kalfa, (sesli kitap)Ağustos 2019
239. Akıl Çağı, Thomas Paine, Kasım 2019
240. Cehenneme Övgü, Gündüz Vassaf, Kasım 2019
241. Bozkurtların Ölümü, Nihal Atsız, Aralık, 2019
242.Bozkurtlar Diriliyor, Nihal Atsız, Aralık 2019
243. Necip Fazıl, Son Devrin Din Mazlumları, Aralık, 2019
244. Ruh Üşümesi, Adalet Ağaoğlu, Aralık 2019
245.Cahit Zarifoğlu, Bir Değirmendir Bu Dünya, Aralık 2019
246. Liberal İhanet Merdan Yanardağ, Aralık 2019
247. Arkası Karanlık Ağaçlar, Nihat Genç, Aralık, 2019
248. Kemalist Cumhuriyet, Doğu Perinçek, Aralık 2019
249. Ölüm ... ( bilmem neyi), Chuck Plahnıuk, Aralık, 2019
250. Kıran Resimleri, İnci Aral, Aralık 2019
Maraş olayları anlatılıyor.
251. Levent Gültekin, Onurlu Çıkış, Aralık 2019
252. Orhan Veli, Hoşgör Köftecisi, Aralık, 2019
253.Bütün Kaleler Zaptedilmedi Attila İlhan- Hulki Cevizoğlu Ocak, 2020
254. Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat, Şemsettin Sami Temmuz, 2020
255. Mehmet Akif, Sezai Karakoç Temmuz 2020
256. Sakıncalı Piyade, Uğur Mumcu, Temmuz 2020
258. Çok Yaşasın Ölüler, Cahit Irgat Temmuz 2020
259. Anne Kafamda Bit Var, Tarık Akan 2020
260. Aydın ve Kültür, Doğu Perinçek 2020
Tabi bu arada ne okunduğu, nasıl okunduğu daima önemlidir, notunu da düşmek gerek. Öyle kitap okursunuz ki o kitabı yazan kadar emek sarfedersiniz. Yani kitap sizin malınız olur...
Cemil Meriç ne diyordu, "kalbi var kitapların, onları bir kerhane sermayesi gibi, haşin parmaklarla mıncıkladın mı senin oldular sanıyorsun. Gaflet. Senin olan sadece on dakikalık tenleri."
Başa dönersek, öğretmen olmam hasebiyle bazen ne okuyalım diye soranlar oluyor, öğrencilerim arasında -özellikle mezun öğrencilerim- hocamız ne yazıyor ne okuyor diye merak edenler olduğunu biliyorum. Tabi kimi dostlara da haksızlık etmeyelim, birkaç samimi dostun da neyle iştigal ettiğimi merak ettiğini biliyorum. İşte böyle bir merakı gidermek amacım.
Ne yalan söyleyeyim, böyle bir liste yayımlamak daha çok okumam için inanılmaz bir motivasyon kaynağı oldu. Bunu teyit için listeye bakılabilir. Listeyi yayınlayalı beri daha çok okuduğum görülecektir.
sb 07/09/2012
Listenin ilk yayım tarihi: 06 Ağustos 2012
1. Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali, 2008
2. Devlet, Eflatun, 2008
3. Beyaz Diş, Jack London, 2008
4. Mevlanadan Seçmeler, 2008
5. Pazarola Hasan Bey,2008
6. Beyaz Gemi, Cengiz Aytmatov, 2008
7. Sokratesin Savunması, Platon, 2008
8. Robinson Curusoe, Daniel Defoe, 2008
9. Dahiler ve Deliler, Mehmet Niyazi, 2008
10. Kültür ve Dil, Mehmet Doğan, 2008
11. Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler, Rasim Özdenören 2008
12. Esir Şehirn İnsanları, Kemal Tahir, 2008
13. Akdeniz, Panait Istratı, 2008
14.Esir Şehrin Mahpusu, kemal Tahir, 2008
15. Gora, Tagor, 2008
16. İbrahim Efendi Konağı, Samiha Ayverdi, 2008
17. Türkçenin Söz Dizimi, Vecihe Hatiboğlu, 2008
18. Dinle Neyden, Metin Baboroğlu 2008
19. Türk Dili Dergisi 2008 Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim sayıları
20. Günümüzde Bir Alpern, 2008
21. Suyu Arayan Adam (Olağanüstü bir otobiyografi) Şevket Süreya Aydemir, 2008
22. Matmazel Noraliya'nın (Nuriye'nin) Koltuğu, Peyami Safa, 2008
23. Devlet Ana,1. cilt Aralık 2008
24. Devlet Ana, 2. cilt Aralık 2008 toplam sayfa 773)
25. Roman Kavramı ve Türk Romanı, Hilmi Yavuz, Aralık 2008
26. Yorgun Savaşçı, Kemal Tahir, Aralık 2008
27. Derin İmparatorluk, Orkun Uçar, Saygın Ergin Kasım 2008
28. Osmancık, Tarık Buğra, Aralık 2008
29. Yalnızız, Peyami Safa, Kasım 2008
30. Onlar da İnsandı, Cengiz Dağcı, Kasım 2008
31. Hür Şehrin İnsanları, Kemal Tahir, Ekim 2008
32. Bir Tereddüdün Romanı, Peyami Safa, Ekim 208
33.Tufandan Önce, Mustafa Kutlu, 2008
34. Yusuf u Züleyha, Nazan Bekiroğlu, 2008
35. Ladikli Ahmet Ağa (komedi bir kitap) 2008
36. Miskinler Tekkesi, Reşat Nuri, Aralık 2009
37.Kahve Molası, İskender Pala, Ekim 2009
38.Hüküm Gecesi, Y Kadri, Ekim 2009
39. Çıktım Erik Dalına, Niyazi Mısri Şerhi Temmuz 2009
40.Anayurt Oteli, Yusuf Atılgan, Temmuz 2009
41.Yüzyılın Soykırımı, Mehmet Doğan, Haziran 2009
42. Bir Adam Yaratmak, Necip Fazıl, Haziran 2009
43. Gafillikler Kitabı, Özkan Akdoğan, Haziran 2009
44.Türkistan Türkiye Gergefinde İran, Mehmet Doğan, Mayıs 2009
45. Aşk, Elif Şafak, Mayıs 2009
46. Yaban, Yakup Kadri, Nisan 2009
47. Kuran Meali, Mustafa İslamoğlu (Bitirilmedi) 2009
48. Bir idealistin Not Defteri, Nisan 2009
49. Bir İngiliz Casusunun İtirafları, Nisan 2009
50. Mesnevi 3. cilt, Mevlana, Şubat 2009
51. Sorularla Osmanlı İmparatorluğu, Erhan Afyoncu, Şuabt 2009
52. Zeytin Dağı, Falih Rıfkı, Şubat 2009
53.Eğil Dağlar, Yahya Kemal, Şubat 2009
54. Dursun Ali Tökel'in Makaleleri 2009 (İnternetten indirildi.)
55. Kilit, Mustafa Necati, Ocak 2009
56. Toprak Ana, Cengiz Aytmatov, Ocak 2009
57. Semerkant, Amin Maalouf , Ocak 2009
58. Mülkiyet Kalesi, Kemal Tahir, Ocak 2009
59. Baba ve Piç, Elif Şafak, Haziran 2010
60. Kara Kitap, Orhan Pamuk, Mayıs 2010
61.Körduman, Kemal Tahir, Nisan 2010
62. Orhan Kemal [Türk Klasikleri] Ocak 2010
63.Hanımın Çiftliği, Orhan Kemal, Şubat 2010
64.Hikayeler, Tanpınar, Ocak 2010
65. Berektli Topreaklar Üzerinde, Orhan Kemal, Ocak 2010
66.İçinizdeki Öküze Oha Deyin, Bülent Akyürek, Ocak 2010
67. Naturdam'ın Kamburu, Victor Hugo, 2011
68. Namusçular-Kemal Tahir-Mart 2015
69.Sızıntı Wikileaks'te Ünlü Türkler, Barış Pehlivan/Barış Terkoğlu, Aralık 2012
70. Kiralık Konak, Yakup Kadri, Kasım 2012
71.Efendi-2, Soner Yalçın, Kasım 2012
72. Efendi-1, Soner Yalçın, Ekim 2012
73.Dava, Kafka, Ekim 2012
74. Mavi Sürgün, Halikarnas Balıkçısı, Eylül 2012
75. Yüzler ve İzler, Hilmi Yavuz, Eylül 2012
76.Nur Baba, Yakup Kadri, Eylül 2012
77. Dücane Cündioğlu, Keşf-i Kadim, Eylül 2012 "Zirveler zırvalarla yıkılmaz."
78. Kemal Tahir, Namuscular, Eylül 2012
79. Kemal Tahir, Bozkırdaki Çiçek, Ağustos 2012
80. Sabahattin Ali, Kamyon (Seçme Öyküler), Ağustos 2012
81. Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, Ağustos 2012
82.Halil Cibran, Kabuklar ve Özler, Ağustos 2012 “Birisiyle tartışmak, zeka derecesinin en düşüğüdür.” S.19
83.Nermi Uygur, Denemeci, Ağustos 2012
84. Bilge Karasu, Kılavuz, Ağustos 2012
85. Amin Maalouf, Yolların Başlangıcı, Ağustos 2012
86.George Orwell, Bindokuzyüzseksendört, Ağustos 2012
87.Dün Korkusu, Nihat Genç Haziran 2012
88. Anadolu Notları, Reşat Nuri, 2012
89. Ölümcül Kimlikler, Amin Maalouf , Temmuz 2012
90 Hayvan Çifliği, G. Orvel, Temmuz 2012
91. Aylak Adam, Yusuf Atlgan, Temmuz 2012
92. Türkiye Sen Kimsin, Gündüz Vassaf,Temmuz 2012
93. Bütün Öyküleri, Yusuf Atlgan, Haziran 2012
94. Sakın İnanma Kanma Aldanma, Refik Halid Karay, Haziran 2012
95. Kimliğimi Kaybettim Hükümsüzdür, Gündüz Vassaf,Mayıs 2012
96. Şah ve Sultan, İskender Pala, Nisan 2012
97. Gece, Bilge Karasu, Şubat 2012
98. Sağır Dere, Kemal Tahir, Mart 2012
99. Göl İnsanları, Kemal Tahir, Şubat 2012
100. Zehra'nın Defteri, Kemal Tahir, Mart 2012
101. Dutlar Yetişmedi, Kemal Tahir, Mart 2012
102. Üstadın Ölümü, Kemal Tahir, Mart 2012
103. Yüzüncü Ad, Amin Maalouf, Ocak 2012
104.Dorian Gray'in Portresi, Oscar Wilde, Temmuz 2013
105.Halide Edip, Mor Salkımlı Ev, Haziran 2013
106.Bilge Karasu, Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı, Haziran 2013
107.İnci Aral, Safran Sarı, Mayıs 2013
108. Amin Maalouf, Tanios Kayası, Mayıs 2013
109.Mithat Cemal Kuntay, Üç İstanbul, Nisan 2013
110.Amin Maalouf, Çivisi Çıkmış Dünya, Nisan 2013
111. Halikarnas Balıkçısı, Merhaba Akdeniz, Nisan 2013
112.Nereye Gitti İstanbul, Aydın Boysan, Mart 2013
113. Göç Zamanı, Bahaddin Özkişi, Mart 2013
114. Umberto Eco, Gülün Adı, Mart 2013
115. Çetin Altan, Büyük Gözaltı, Şubat 2013
116.Sunay Akın, Onlar hep oradaydı, Şubat 2013
117. Boşlukta Mavi, Nezihe Meriç, Şubat 2013
118.Kuyu, Rasim Özdenören, Şubat 2013
119. Altı Ay Bir Güz, Bilge Karasu, Şubat 2013
120. Türk'ün Ateşle İmtihanı, Halide Edip, Şubat 2013
121.Hayat Değiştiren Başarı öyküleri, Serder Sinanoğlu, Ocak 2013
122. Karartma Geceleri, Rıfat Ilgaz, Ocak 2013
123. Sırça Köşk, Sabahattin Ali, Ocak 2013
124.Sadakat, İnci Aral, Ocak 2013
125.Halikarnas Balıkçısı, Turgut Reis, Ocak 2013
126. Aix - Londra - İstanbul Mektupları, Nezihe Meriç - Orhan Suda, Ocak 2013
127. Türk Aynştanı / Oktay Sinanoğlu Kitabı, Ocak 2013
128. Afrikalı Leo- Amin Maalouf- Ağustos 2015
129.Aferin-Aziz Nesin- Temmuz 2015
*Uğur Mumcu'nun Söz Meclisten İçeri kitabını bütünüyle okumadım.
130.Benim Adım Kırmızı-Orhan Pamuk Nişan 2015İstanbul otobiyografisini tam okuyamadım.
131.Kar-Orhan Pamuk -Nisan 2015
132. Memleket Hikayeleri, Refik Halit, Aralık 2017
133.Yakup Kadri Hikayeler kitabı, Aralık 2017
134. Yeşil Gece, (Oyun)Aralık 2017
135.Ömer'in Çocukluğu,Muallim Naci, Aralık 2017
136.Sinan Kutlu, Elveda Postmodernizm, Kasım 2017
137.Guy De Maupassant, Seçme Öyküler, Mart 2018
138.jules verne denizler altında 20 bin fersah, Mart 2018
139.Baudelaire, genç edebiyatçı arkadaşlara bazı tavsiyeler, Nisan 2018
140.Ferit Edgü, Hakkari'de Bir Mevsim, Nisan 2018
141.Marcel Proust, Üst Kat Komşusuna Mektuplar, Nisan 2018
142.Nazım Hikmet, Yazılar-4, Nisan 2018
143. Necip Mahfuz, Ezilenler, Nisan 2018
144. İvo Andriç, Drina Köprüsü, Mart 2018
145. Gonçarov, Oblomov, Mart 2018
146.A.Y Doğan, Hikaye İncelemeleri, Mart 2018
147.Nazım Hikmet, Yazılar-3, Mart 2018 "Tramvayın içi bir softa kafası gibi boştu." S.146
148.Nazım Hikmet, Yazılar-2, Mart 2018
149. Nazım Hikmet, Yazılar-1, Mart 2018
150.Fakir Baykurt, Dünya Güzeli, Mart 2018
151.Memduh Şevket Esendal, Miras, Şubat 2018
152. Melih Cevdet Anday, Kalabalığın Şiiri, (Orhan Veli ve Garip Üzerine Yazılar, hazırlayan, Yalçın Armağan) Şubat 2018
153. Fakir Baykurt, On Binlerce Kağnı, Şubat 2018
154.Hasan Ali Yücel, Pazartesi Konuşmaları, Şubat 2018 (bitirilemedi)
155. Ömer Asım Aksoy, 2000 Sözün Eleştirisi, Şubat 2018
156. Falih Rıfkı Atay, Batış Yılları, Şubat 2018
157. Sıddık Akbayır, Bir Turgut Uyar Portresi, Şubat 2018 T Uyar, şiirde ne söyledi aşamasından nasıl söyledi aşamasına geçmek için erken olduğunu belirtir.
158.Rıfat İlgaz, Karadenizin Kıyıcığında, Şubat 2018
159.Feyza Hepçilingirler, Türkçe Of, Şubat 2018
160.Yalçın Mıhçı- Suat Özer, Türkçenin Diriliş Hareketi, Şubat 2018
161.Hayati Develi, Dil Doktoru, Şubat 2018
162. Oğuz Atay, Korkuyu Beklerken, Şubat 2018
163. Nihat Genç, Tek Tabanca, 2016 Bu hikâyeler kurmaca gerçeklikten ziyade yaşanmışlıkların biraz kurgulanarak anlatılmasıyla oluşmuş. İnsanı derinden etkilemeyi başarıyor Nihat Genç. Bu yüzden Türk Dostoyevski diyebiliriz kendisine.
164. Franz Kafka, Aforizmalar, Ocak 2018"Kafesin biri bir kuş aramaya çıktı."16 nolu bu sözü şöyle de anlayabiliriz: Kafes, iktidar (bize hükmetmeye çalışan herkes); kuş, seçmen/ vatandaş.
165. Sunay Akın, Kırdığımız Oyuncaklar, Ocak 2018
166. Rıfat Ilgaz, Halime Kaptan, Ocak 2018
167.Nihat Genç, Köpekleşmenin Tarihi, Ocak 2018
168. Hatıraların Işığında, Mehmet Çınarlı, Ocak 2018 O zamanın softası sayılabilecek çınarlı iyi içermiş!
169.Şiddet Ruhu, Necati Cumalı, Ocak 2018
170. İbiş'in Rüyası, Tarık Buğra, Ocak 2018
171. Vatan Yolunda, Yakup Kadri, Ocak 2018
172. Politikada 45 Yıl, Yakup Kadri, Ocak 2018
173. Gene Yalnızlık, Nurullah Ataç, Ocak 2018
174. Salah Birsel, Paf ve Puf, Mayıs 2018
175. Oğuz Atay, Tehlikeli Oyunlar, Mayıs 2018
176. Refik Halit Karay, Gurbet Hikayeleri, Mayıs 2018
177.Ferit Edgü, Çığlık, Mayıs 2018
178.Ferit Edgü, Do Sesi, Mayıs 2018
179.Ferit Edgü, İŞTE DENİZ, MARİA, Haziran 2018
180.Ferit Edgü, Bir Gemide, Haziran 2018
181.Ferit Edgü, Av, Haziran 2018
182.Ferit Edgü, Devam, Haziran 2018
183.Ferit Edgü, Bozgun, Haziran 2018
184.Ferit Edgü, Kaçkınlar, Haziran 2018
Not: Yukarıda Ferit Edgü'den okuduğum hikayeler onun Leş adlı bütün hikayelerinin toplandığı kitabından okunmuştur.
185.Eğitimde Mesleki Gelişim Ve Bir Eğitimcinin Başucu Kitapları Sunusu, Haziran 2018
186.Öncü Bir Eğitimci Olarak Nurettin Topçu Ve Türkiye’nin Maarif Davası, Makale, Haziran 2018
187.Yüzyıllık Yalnızlık, Gabriel García Márquez, Haziran 2018
188. Şu Çılgın Türkler, Turgut Özakman, Haziran 2018
189. Adalet Sıtması, Hasan İzzettin Dinamo, Temmuz 2018 Bu uzun hikayeyi biraz acemice buldum.
190. Handan, Halide Edip Adıvar, Temmuz 2018 Dil savruk ve süslü. Handan, kendinden oldukça yaşlı kocası Hüsnü Paşa'nın zamparalıklarına karşı kadınlık onurunu ayaklar altına alıyor... Bu durumu ve romanın bütününde anlatılanları biraz abartılı buldum. Roma'nın sunuş yazısından kısmen otobiyografik özellikler de barındırdığını öğreniyoruz. Şöyle ki Halide Edip'in ilk kocası Salih Zeki, ikinci bir eş almak istiyor. Bunun üzerine Halide Edip hastalanıyor, Londra'ya gidiyor ve ilk eşi Salih Zeki'den boşanıyor vs...
191. Anadolu Efsaneleri, Cevat Şakir Temmuz 2018
192. Anadolu Tanrıları, Cevat Şakir Temmuz 2018
193. Düşün Yazıları, Cevat Şakir Temmuz 2018
194. Altın Gözlü Kız, Balzac, Cemil Meriç çevirisi,Temmuz 2018
195. Harem, Zülfü Livaneli, Temmuz 2018
196. J. D. Salinger, Çavdar Tarlasında Çocuklar, Temmuz 2018
197. Öksüz Musa, Hasan İzzettin Dinamo, Ağustos 2018
198. Satranç, Stefan Zweig ( Sesli kitap) Ağustos 2018
198.Simyacı, paulo coelho ( Sesli kitap) Ağustos 2018
199. Dönüşüm, Kafka, ( Sesli kitap) Ağustos 2018
200.William Faulkner, Oyunbozan, (Radyo Tiyatrosu) Ağustos 2018
201.MURAT GÜLSOY BÜYÜBOZUMU:YARATICI YAZARLIK Eylül 2018
202.MİZANCI MURAD VE TURFANDA MI, TURFA MI? ROMANINDA EĞİTİM
Mehmet ÖZDEMİR Zekeriyya KANTAŞ Ekim 2018
203.Fahim Bey ve Biz, Abdülhak Şinas Hisar, Ekim 2018
204. Bir Sürgün, Yakup Kadri, Ekim 2018
205. Dostoyevski, sesli kitap: Yeraltından Notlar, Polzunkov, Noel Ağacı ve Bir Evlenme Ekim 2018
206.Günlerin Getirdiği, Nurullah Ataç, Ekim 2018
207.Cengiz Aytmatov Kızıl Elma, Oğulla Buluşma, Beyaz Yağmur, Asker Çocuğu, Deve Gözü, Ekim 2018
208. Tolstoy, sesli kitap: öksüz çocuk, Yoksul Köylünün Oğlu, ateşi kıvılcımken söndürmeli
209. Çehov, sesli kitap: Soyunun son türü, şarkıcı kız, mektup, çeyiz, baba, birinci mevkii yolcusu, çekilmez insanlar, cahillik, 6. Koğuş, mektup, şarkıcı kız, soyunun son türü, aşçı kadın evleniyor, çocuklar, yayın balığı, vanka
Not: Sesli kitaplar bizzat okumadan daha verimli oluyor. Bu kitapları Akın Altan'dan dinliyorum. Dinleme hızı artınca konsantrasyon da sağlanmış oluyor. Dolayısıyla dinleme hızı okuma hızından yüksek olunca anlamak daha da kolaylaşıyor.
210. Gorki, sesli kitap: Bir Cinayetin Hikayesi, pazar, yazar ve şeytan, çocuklar, kız çocuğu
211. DH Lawrence, sesli kitap:Adaları Seven Adam
212. Thomas MAN, sesli kitap: Gömütlük Yolu
213. Fernando Pessoa, sesli kitap: şeytanın saati
214. John Steinbeck, sesli kitap: infazcı
215. Umberto Eco, sesli kitap: cecünün yer cüceler
216.Haruki Mahruki, sesli kitap: Tuhaf Kütüphane
217. Alphose Daudet, sesli kitap: casus çocuk, satılık ev, üç uyarı
218. Kafka, sesli kitap: mutsuz olmak, cezalılar kolonisi
219. James Joyce, sesli kitap: Kız Kardeşler, Araby
220.Stefan Zweig, sesli kitap: Kurşun Mühürlü Tren (Lenin'in 1917 devriminden önce Rusya'ya dönüşü anlatılıyor.)
221. Puşkin, sesli kitap:goryukhino köyü tarihi
222. Edgar Allan Poe, sesli kitap: şeytanla asla kafan üzerine bahse girme
223. Atatürk'ün Büyük Nutku, sesli kitap, Aralık 2018
224. Attila İlhan, Gazi Paşa, Aralık 2018
225. Abdülhak Şinasi Hisar, Geçmiş Zaman Edipleri, Aralık 2018
226. Mehmet Kurtoğlu, Hasret ve Azap, ocak 2019
227. Nazım Hikmet, Sanat ve Edebiyat üzerine yazılar,haz. Aziz Çalışlar, Ocak 2019
228. Haldun Taner, Çok Güzelsin Dur Gitme Şubat 2019
229. Tarık Buğra, Söyleşiler, Şubat 2019
230. Sabahattin Ali,Kürk Mantolu Madonna, Mart 2019
231. Sabahattin Ali İçimizdeki Şeytan, Mart 2019
232. Mahmut Makal, Bizim Köy Nisan 2019
233.Canan Tan, Piraye, (sesli kitap)Kasım, 2019
234. Nihal Atsız, Ruh Adam, Kasım, 2019
235. Nihal Atsız, Türk Ülküsü, Kasım, 2019
234.Muzaffer İzgü, Zıkkımın Kökü, Kasım
235.Hüseyin Rahmi, İki Hödüğün Hikayesi, Ekim-Kasım, 2019
236.Hüseyin Rahmi, Deli Filozof, Ekim-Kasım 2019
236.Kemal Tahir, Karılar Koğuşu,Kasım, 2019
237. Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı, Rober Pissig, Eylül 2019
238. Halit Ziya, Ferhunde Kalfa, (sesli kitap)Ağustos 2019
239. Akıl Çağı, Thomas Paine, Kasım 2019
240. Cehenneme Övgü, Gündüz Vassaf, Kasım 2019
241. Bozkurtların Ölümü, Nihal Atsız, Aralık, 2019
242.Bozkurtlar Diriliyor, Nihal Atsız, Aralık 2019
243. Necip Fazıl, Son Devrin Din Mazlumları, Aralık, 2019
244. Ruh Üşümesi, Adalet Ağaoğlu, Aralık 2019
245.Cahit Zarifoğlu, Bir Değirmendir Bu Dünya, Aralık 2019
246. Liberal İhanet Merdan Yanardağ, Aralık 2019
247. Arkası Karanlık Ağaçlar, Nihat Genç, Aralık, 2019
248. Kemalist Cumhuriyet, Doğu Perinçek, Aralık 2019
249. Ölüm ... ( bilmem neyi), Chuck Plahnıuk, Aralık, 2019
250. Kıran Resimleri, İnci Aral, Aralık 2019
Maraş olayları anlatılıyor.
251. Levent Gültekin, Onurlu Çıkış, Aralık 2019
252. Orhan Veli, Hoşgör Köftecisi, Aralık, 2019
253.Bütün Kaleler Zaptedilmedi Attila İlhan- Hulki Cevizoğlu Ocak, 2020
254. Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat, Şemsettin Sami Temmuz, 2020
255. Mehmet Akif, Sezai Karakoç Temmuz 2020
256. Sakıncalı Piyade, Uğur Mumcu, Temmuz 2020
258. Çok Yaşasın Ölüler, Cahit Irgat Temmuz 2020
259. Anne Kafamda Bit Var, Tarık Akan 2020
260. Aydın ve Kültür, Doğu Perinçek 2020
261. Köse Kadı, Bahaettin Özkişi Temmuz 2020
262. Uçtaki Adam Bahaettin Özkişi Ağustos 2020
263. Cemal Süreya, 99 Yüz 2020
264. Behçet Necatigil, Ertuğrul Faciası, 2020
265. Doğunun Limanları, Amin Maalouf, Ağustos 2020
266. Falınızda Rönesans Var, Ferhan Şensoy, 2020
267. Mafyokrasi , Doğu Perinçek Eylül, 2020
268. Falih Rıfkı Atay, Mustafa Kemal'in Ağzında Vahdettin Eylül 2020
269. Yalçın Küçük, II. Mehmet, Ocak 2021
270. Alafrangalığın Tarihi, Hilmi Yavuz, Ocak 2021
271. Toros Canavarı, Aziz Nesin, Ocak 2021
Lâ dînî bir adamın hakka hukuka riayeti sözde müslümanları neden şaşırtır?
Hocam, benim gibi düşünenlerle ilgili (dini inanç objesi değil de kültür objesi olarak görenler) hakka hukuka riayet etmezler, onlar için her şey mübahtır gibi bir algınız olduğuna birden çok kez şahit oldum. (Bu konudaki hassasiyetimin sizi şaşırtıyor olması da beni şaşırtıyor.) Bu kanıya nasıl ulaştınız, bilmiyorum. Şüphesiz istediğiniz gibi düşünebilirsiniz. Ama kişinin hak hukuk gözetir olması için öncelikle kavramsal bir derinlik kazanması şarttır. Yoksa anadan atan kalma bir inanç sahibi olmak hiçbir sorunu çözmez, çözmediğini de görüyoruz. Öyle ki müslüman çocuklarının yönettiği ülke tüm dünyada yolsuzluklarla gündem olmazdı. Aşağıda bir ara vejeteryenliğimden dolayı (çünkü kurban bağışı istiyorlardı) yardımı kestiğim lösev'e yaptığım yardımın ekran görüntüsünü gönderiyorum. Bunu yaparken kültürel bir gerçeklik olarak algıladığım dinin bir ritüelini ahirette bir karşılığı olsun diye değil bir vesileyle insanlık borcumu ödemek gayesiyle yerine getiriyorum. Hoşça kalın!..
Sb14.06.2018
24 Haziran 2018 Seçimleri
2019'da yapılması planlanan seçimlerin erkene alınmasında ne gibi gerekçeler olabilir?
1. Hızla yaklaşan ekonomik kriz...
2. Amerika'yla yapılan ittifaklar...
Malum Afrin operasyonu dolayısıyla Amerika'yla karşı karşıya gelmiştik.
Sonra...
Beşer Esad'ın kimyasal silah kullandığı iddiası...
Bu düzmece iddiadan sonra Amerika'yla tekrar yan yana gelmemiz...
Ardından Kandil'e operasyonun konuşulması...
Münbiç'ten YPG unsurlarının çekilme kararı...
Onun da ardından Amerika'nın İran'la olan anlaşmadan çekilmesi...
Anlaşıyor ki 2019 her açıdan zor geçecek. Özellikle Amerika ve İran arasındaki restleşmede, olası bir savaşta ülkeyi yönetenler Amerika'nın yanında yer almayı düşünüyorlar...
Son aylardaki gelişmeleri Amiraka'yla yakınlaşma bağlamında okumak gerekir.
Gelelim, seçimlerde kime oy vereceğim konusuna.
Evvela gönül rızasıyla oy vereceğim bir parti bulunmamakta.
Eğer oy vermeye gidersem kerhen de olsa Vatan Partisi'ne oy vereceğim.
Niçin kerhen? Onu da açıklayayım:
1. Özellikle son yıllarda adalet altın çağını yaşıyor, çıkışı pek yerinde değil. Çok sayıda fetöcü hakkında soruşturma bile açılmazken işinde gücünde, ekmeğinin peşinde, ne olup bittiğinin farkında bile olmayan pek çok insan en basit bir iltisaktan dolayı içeri atılmış, mesleklerinden ihraç edilmişlerdir.
2. Yukarıdaki eleştiriyi getirmemiş de olsam hiçbir partiye çekincesiz oy vermem. Çünkü çekincesiz oy vermek fanatizmi beraberinde getirir. Fanatizmin ise her türünden uzak durmak gerekir.
Sonuç...
Cumhurbaşkanı adayı olsun diye imza verdiğim Doğu Perinçek Atatürkçü çizgisini koruduğu sürece benim oy vermeye en yakın olduğum adaydır.
Seçim ikinci tura kalırsa...
Bu durumda oyum, armudun sapı üzümün çöpü demeden muhalif adaylardan ikinci tura kalan (İnce veya Akşener) adaya olacaktır...
SB 14.06.2018
1. Hızla yaklaşan ekonomik kriz...
2. Amerika'yla yapılan ittifaklar...
Malum Afrin operasyonu dolayısıyla Amerika'yla karşı karşıya gelmiştik.
Sonra...
Beşer Esad'ın kimyasal silah kullandığı iddiası...
Bu düzmece iddiadan sonra Amerika'yla tekrar yan yana gelmemiz...
Ardından Kandil'e operasyonun konuşulması...
Münbiç'ten YPG unsurlarının çekilme kararı...
Onun da ardından Amerika'nın İran'la olan anlaşmadan çekilmesi...
Anlaşıyor ki 2019 her açıdan zor geçecek. Özellikle Amerika ve İran arasındaki restleşmede, olası bir savaşta ülkeyi yönetenler Amerika'nın yanında yer almayı düşünüyorlar...
Son aylardaki gelişmeleri Amiraka'yla yakınlaşma bağlamında okumak gerekir.
Gelelim, seçimlerde kime oy vereceğim konusuna.
Evvela gönül rızasıyla oy vereceğim bir parti bulunmamakta.
Eğer oy vermeye gidersem kerhen de olsa Vatan Partisi'ne oy vereceğim.
Niçin kerhen? Onu da açıklayayım:
1. Özellikle son yıllarda adalet altın çağını yaşıyor, çıkışı pek yerinde değil. Çok sayıda fetöcü hakkında soruşturma bile açılmazken işinde gücünde, ekmeğinin peşinde, ne olup bittiğinin farkında bile olmayan pek çok insan en basit bir iltisaktan dolayı içeri atılmış, mesleklerinden ihraç edilmişlerdir.
2. Yukarıdaki eleştiriyi getirmemiş de olsam hiçbir partiye çekincesiz oy vermem. Çünkü çekincesiz oy vermek fanatizmi beraberinde getirir. Fanatizmin ise her türünden uzak durmak gerekir.
Sonuç...
Cumhurbaşkanı adayı olsun diye imza verdiğim Doğu Perinçek Atatürkçü çizgisini koruduğu sürece benim oy vermeye en yakın olduğum adaydır.
Seçim ikinci tura kalırsa...
Bu durumda oyum, armudun sapı üzümün çöpü demeden muhalif adaylardan ikinci tura kalan (İnce veya Akşener) adaya olacaktır...
SB 14.06.2018
19 Mayıs 2018 Cumartesi
Hakikati Hazır Bulanlar ve Atatürk'le Aldatanlar
Konumuzla ilişkisi bakımından insanları üç gruba ayırabiliriz:
1.İçine doğduğu kültürle temel konularda çelişme yaşamayanlar...
2.İçine doğduğu kültürle temel konularda çelişme yaşayanlar...
3.Evrim kanunu her durum ve koşulda ispat edenler: Bukelemunlar.
Türk toplumu laik, anti-laik, alevi-sünni, Türk- Kürt şeklinde çeşitli katmanlara ayrılmıştır.
Şimdi, lâ-dinî yaşam tarzına sahip olan bir ailede yetişen kişinin ilerici tavır takınarak toplumun laik bir yaşam tarzına sahip olmayan kesimine karşı kendini üstün gören davranışlar sergilemesi bağnazca değil midir? Elbette bağnazcadır, tıpkı tersinin de bağnazca olması gibi.
Türkiye'de toplum katmanlarının birbirine bakışları esas itibariyle yukarıda anlatmaya çalıştığımız gibi bağnazcadır. Bir halk deyişiyle kelin köre sözü yoktur.
Benim bu yazıyı yazmama sebep ise bir grup arkadaşın hakikati hazır bulanlar gibi davranmaları olmuştur. Onların davranışlarını benim de içinde bulunmuş olduğum 1980 ve 90'larda mezun olmuş imam hatip kuşağının davranışlarına benzetiyorum. Üzülerek söylüyorum aynı bağnazlık, aynı kör inanç bu sözde ilerici kesimde de fazlasıyla var.
İçine doğduğu toplumuyla temelde tek bir çelişmesi olmayan bu kişilerin sözde İslamcı iktidarın gene sözde toplumu islamlaştırıcı politikalarını eleştirmesi bana pek inandırıcı gelmiyor.
Bu, bugün kendi görüşlerinde tek bir vali yoksa yarın onların iktidarında kendileri gibi düşünmeyen tek bir vali olmayacak demektir.
Sonuç olarak...
1. Öncelikle tarım döneminin etnik ve dini tanımlamalarından, kavramlarından vazgeçmeliyiz. (bu ne pahasına olursa olsun, içine doğduğumuz toplumla çelişerek de olsa)
2.Modern döneme özgü kavramlarla ve akılcı ve bilimsel bir zihniyetle yeni bir toplum inşa etmeliyiz.
3.Dolayısıyla hepimiz dil, din, ırk ve mezhep ayırmaksızın modern Türkiye Cumhuriyetinin eşit yurttaşları olmayı amaç edinmeliyiz.
Bir başka hususa gelirsek...
Şimdilerde bir Atatürkçülük furyası başlamış durumda. Bu furya Yaşar Nuri Öztürk' ün Allah ile aldatanlar saptamasını akla getiriyor. Yaşar Nuri Öztürk Türkiye'nin en büyük probleminin dindar görünen esasında inanmayan fakat dini sermaye yapan siyasiler olduğunu söylerdi.
İşte şimdilerde ayrılıkçı kürt siyasetiyle al takke ver külah olan bazı kişilerin ve Atatürk'ün kurduğu laik Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini sarsmayı hedefleyen 2017 anayasa değişikliği referandumuna destek veren bazı partilerin Atatürkçü mesajlar verme çabaları bana bunları düşündürdü.
Peki ne yapalım?..
Allah ile aldatanlara karşı da Atatürk'le aldatanlara karşı da uyanık olalım yeter...
Sb 19.05.208
1.İçine doğduğu kültürle temel konularda çelişme yaşamayanlar...
2.İçine doğduğu kültürle temel konularda çelişme yaşayanlar...
3.Evrim kanunu her durum ve koşulda ispat edenler: Bukelemunlar.
Türk toplumu laik, anti-laik, alevi-sünni, Türk- Kürt şeklinde çeşitli katmanlara ayrılmıştır.
Şimdi, lâ-dinî yaşam tarzına sahip olan bir ailede yetişen kişinin ilerici tavır takınarak toplumun laik bir yaşam tarzına sahip olmayan kesimine karşı kendini üstün gören davranışlar sergilemesi bağnazca değil midir? Elbette bağnazcadır, tıpkı tersinin de bağnazca olması gibi.
Türkiye'de toplum katmanlarının birbirine bakışları esas itibariyle yukarıda anlatmaya çalıştığımız gibi bağnazcadır. Bir halk deyişiyle kelin köre sözü yoktur.
Benim bu yazıyı yazmama sebep ise bir grup arkadaşın hakikati hazır bulanlar gibi davranmaları olmuştur. Onların davranışlarını benim de içinde bulunmuş olduğum 1980 ve 90'larda mezun olmuş imam hatip kuşağının davranışlarına benzetiyorum. Üzülerek söylüyorum aynı bağnazlık, aynı kör inanç bu sözde ilerici kesimde de fazlasıyla var.
İçine doğduğu toplumuyla temelde tek bir çelişmesi olmayan bu kişilerin sözde İslamcı iktidarın gene sözde toplumu islamlaştırıcı politikalarını eleştirmesi bana pek inandırıcı gelmiyor.
Bu, bugün kendi görüşlerinde tek bir vali yoksa yarın onların iktidarında kendileri gibi düşünmeyen tek bir vali olmayacak demektir.
Sonuç olarak...
1. Öncelikle tarım döneminin etnik ve dini tanımlamalarından, kavramlarından vazgeçmeliyiz. (bu ne pahasına olursa olsun, içine doğduğumuz toplumla çelişerek de olsa)
2.Modern döneme özgü kavramlarla ve akılcı ve bilimsel bir zihniyetle yeni bir toplum inşa etmeliyiz.
3.Dolayısıyla hepimiz dil, din, ırk ve mezhep ayırmaksızın modern Türkiye Cumhuriyetinin eşit yurttaşları olmayı amaç edinmeliyiz.
Bir başka hususa gelirsek...
Şimdilerde bir Atatürkçülük furyası başlamış durumda. Bu furya Yaşar Nuri Öztürk' ün Allah ile aldatanlar saptamasını akla getiriyor. Yaşar Nuri Öztürk Türkiye'nin en büyük probleminin dindar görünen esasında inanmayan fakat dini sermaye yapan siyasiler olduğunu söylerdi.
İşte şimdilerde ayrılıkçı kürt siyasetiyle al takke ver külah olan bazı kişilerin ve Atatürk'ün kurduğu laik Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini sarsmayı hedefleyen 2017 anayasa değişikliği referandumuna destek veren bazı partilerin Atatürkçü mesajlar verme çabaları bana bunları düşündürdü.
Peki ne yapalım?..
Allah ile aldatanlara karşı da Atatürk'le aldatanlara karşı da uyanık olalım yeter...
Sb 19.05.208
22 Nisan 2018 Pazar
BAZI SÖZCÜK VE İFADELERİN KULLANIMINA DAİR
BAZI SÖZCÜK VE
İFADELERİN KULLANIMINA DAİR
Biz bu çalışmamızda TÜBİTAK projesi kapsamında Türkçede
yaygın dil yanlışlarına dikkat çekmek istedik. Amacımız dilimizle ilgili bilinç
oluşturmaktır. Umarım bu çalışmayla ilgili eksiklerimizi ve önerilerinizi sabrihoca1@gmail.com adresine iletirsiniz.
Çünkü biliyoruz ki dil, hele hele Türk dili sonsuz bir deryadır. Bu alanla
ilgili ahkâm kesmek, hükümler vermek yapılabilecek en büyük yanlışların başında
gelir. Şimdi bizim tespit ettiğimiz kimi yanlış örnekler e bakalım:
birader: Farsça erkek
kardeş anlamına gelen “birader”
sözcüğünün sıklıkla “bilader” şeklinde
yanlış kullanıldığı görülmektedir.
asgari: Arapça en
az, en aşağı anlamına gelen “asgarî”
sözcüğünün askerlikle ilgili anlamındaki “askerî” sözcüğüyle karıştırıldığı
görülmektedir.
tabir caizse: Bu
ifadenin sıklıkla tabir-i caizse
biçiminde kullanıldığını görüyoruz. Bu durumda Farsça tamlama olduğu için caizin tabiri demiş oluyoruz. Oysa deyim yerindeyse demek istiyoruz.
ayrıca: Bu sözcüğün ayrıyeten biçiminde kullanıldığı görülmektedir. Türkçe bir sözcük olan ayrı sözcüğüne -ca yapım eki
getirerek düşüncemizi kolayca aktarabiliyoruz. Dolayısıyla Türkçe bir sözcüğe
Arapça bir ek getirerek “ayrı-yeten” dememize
gerek yoktur.
tıraş: Farsça “teraş” sözcüğünün Türkçede aldığı şekil “tıraş”tır. Fakat bu sözcüğün sıklıkla “traş” biçiminde yanlış yazıldığı görülmektedir.
evrensel: Bir
metnin temasının “evrensel” olup
olmadığı sorulur. Bu soru yanlıştır. Çünkü biz tüm evreni bilmiyoruz. Dolayısıyla
bir şeyin tüm evrende geçerli olup olmadığını da bilmiyoruz. Bu nedenle kastedilen “uluslararası” olup olamadığıdır. Bu
tür sorularda “uluslararası” sözcüğü
tercih edilmeli.
tekabül: Arapça karşılık gelme, yerini tutma anlamımdaki
“tekabül” yerine “tekamül” kullanıldığı görülmektedir. “Tekamül” de Arapça olup olgunlaşma anlamındandır.
nüans: Fransızca
olan bu sözcük, çok az fark anlamındadır. Oysa Türkçede yaygın olarak “nüans farkı” biçiminde yanlış
kullanılmaktadır.
teşrik-i mesai:
Arapça kelimelerle Farsça bir tamlama. Çalışma ortaklığı, ortak çalışma,
birlikte vakit geçirme anlamlarına gelmektedir. Bu ifadenin “teşvik-i
mesai” şeklinde yanlış kullanıldığı da görülmektedir.
resim yapmak”: “Resim
çizmek” yerine yaygın bir yanlış olarak “resim yapmak” kullanılmaktadır. Burada şunu da belirtelim. “yapmak”
eyleminin her durumda kullanılması dil açısından zihnin fukaralığını gösterir.
canısı: Türkçede aynı
türden iki ek üst üste gelmez. Can sözcüğü iki tane iyelik eki almıştır. Can-ı-s-ı
Aynı durum bir-i-s-i, rabb-i-s-i sözcüklerinde de vardır.
sittin: Bu sözcük
Arapça olup altmış anlamına gelmektedir.
“Sittin sene” şeklinde
kullanıldığı görülür. Bu durumda bir şeyin uzun yıllar değişmeyeceği
kastedilir. Yani bazılarının sandığı gibi argo bir ifade değildir.
intihar etmek: Bu
sözcük “Kendimi intihar edeceğim.” şeklinde
kullanılmaktadır. Oysa intihar etmek zaten bir
kimsenin kendi hayatına son vermesi demek olduğu için kendimi intihar edeceğim ifadesi yanlıştır.
nâ mahrem: Nâ Farsçada olumsuzluk ekidir, mahrem ise Arapçada haram olan
demektir. Nâ-mahrem haram olmayan
anlamına gelir. Dini ıstılahta nikâh düşen anlamındadır. Mahrem ise nikâh düşmeyen
birinci derecede akrabalar için kullanılır.
Gelelim Mehmet Akif’in İstiklal Marşı’ndaki kullanımına : “Değmesin mabedimin göğsüne nâ-mahrem eli” derken nâ mahrem ifadesiyle yabancılar,
düşmanlar kastedilmiştir.
anlam: Sözcük an isim köküne isimden fiil yapan -la yapım ekini almış sonra da fiilden
isim yapan -m yapım ekini almıştır. -la,-
le yapım ekinden sonra fiilden isim yapan -m yapım eki yoktur. Benzer durum yaşam sözcüğünde de vardır: yaş-a-m.
Bu iki sözcüğün kural dışı üretildiğini söyleyebiliriz.
Fiilden isim yapan -m yapım ekinin örnekleri şunlardır:
giy-i-m, geç-i-m, doğ-u-m…
ilginç: İlginç
sözcüğü de kural dışı üretilmiştir. İlgi ismine -nç yapım eki getirilerek
üretilmiş. Oysa isimden isim yapan bir -nç eki yoktur. Doğru kullanım ilgi çekici olmalı. Fakat yaygın
yanlışlar doğru kullanımına tercih edilmelidir, diye bir düşünce vardır.
İsteyen bu düşünceden hareketle “ilginç” sözcüğünü kullanabilir.
galiba sanırsam: “galiba”
ya da “sanırım” şeklinde ikisinden
biri tercih edilmeli.
“Sallanmaz o kalkışta
ne mendil ne de bir kol”
Sessiz Gemi şiirinden alınan bu mısrada büyük şair Yahya
Kemal kendisinden beklenmeyecek bir dil yanlışına düşer. Türkçede gidenlerin
ardından güle güle anlamında “kol sallamak” değil el sallamak ifadesi kullanılır.
edebiyat/yazın:
Türkçede sadeleşme çalışmalarından dolayı Arapça kökenli “edebiyat” sözcüğünün yerine “yazın”
sözcüğü teklif edilmiş, fakat sözcük tutmamıştır. Bize göre her iki sözcüğün
kapsam alanı da edebiyat sanatını ifadede yeterli değildir. “Edebiyat” edep, hayâ ve ahlak
anlamlarıyla edebiyat sanatını sınırladığı için “yazın” ise bu sanatı sadece yazma eylemine indirgediği için. Bu
sözcük için Batı'da litaretür sözcüğü kullanılmaktadır.
Edebiyat sanatını en geniş anlamda tanımlayacak olursak;
edebiyat, insana dair akla gelebilecek her türlü gerçekliği sözle veya yazıyla
etkili bir şekilde anlatma sanatıdır.
haiz: Bu sözcük içeren anlamına gelir. Sözgelimi estetik
değere haiz değil estetik değeri haiz şeklinde kullanılmalı.
rakîp: Bu sözcük
Farsça râkiple karıştırılmaktadır. Rakîp bizden üstün oynadı, diyecek yerde
râkip bizden üstün oynadı, denmektedir ki yanlıştır. Farsça râkip binen, binici
anlamında (merkep de bu kelimeyle kökteştir), Arapça rakîp herhangi bir işte birbirini
geçmeye çalışan anlamındadır. Bu iki sözcüğün okunuşları farklıdır ki bu farkı
düzeltme işaretiyle belirtmeye çalıştık.
puan: Maçlardan
önce takımların teknik sorumluları genellikle puan ya da puanlar almak
istiyoruz şeklinde demeç verir. Doğru kullanım 1 puan ya da 3 puan almak
istiyoruz olmalıdır. Üç puan için puanlar şeklinde kullanım yanlıştır.
hat-trick: Bir
maçta art arda üç gol atan futbolcu için kullanılması gerekirken art arda olmasına
bakılmaksızın bir maçta üç gol atan oyuncular için kullanılmaktadır.
fotoğraf çektirmek: Bu
birleşik eylem yerine yanlışlıkla “resim
çektirmek” denmektedir. Oysa resim çektirilmez, çizilir. Fotoğrafsa bir
anlık görüntünün objektife yansımasıdır. Doğrusu fotoğraf çektirmektir.
sorun/sorunsal:
“Sorun” çözümü olan, “sorunsal”
tam bir çözümü olmayan şey, problematik. Bu nedenle sorunsal dendiğinde basit
bir sorun anlaşılmamalıdır.
soru/sorgu: “Soru” üzerinde etraflıca düşünmeden
ürettiğimiz karşılık gerektiren söz ya da yazı, sual. Sorgu ise analiz ve sentez
boyutunda düşünme ve sorgulama işi.
çözmek/çözümlemek: Bu
iki sözcük arasındaki anlam inceliğine de dikkat etmek gerekir. Bir şeyi “çözmek” çok fazla zihinsel çaba
gerektirmeyen eylem olup “çözümlemek”
ise analiz ve sentez boyutunda düşünme gerektiren bir zihinsel eylemdir.
Olay, olgu; vak’a,
vakıa: Bu sözcükler arasındaki anlam inceliğini çoğu zaman gözetmeyiz. “Olay” belirli bir süre içerisinde
gerçekleşen, ilgi çekebilecek nitelikte her türlü iş, hadise; “olgu” ise süreklilik gösteren birtakım
olayların dayandığı sebep veya bu sebeplerin yol açtığı sonuç, fenomen.
Cumhuriyetin ilanı bir olay,
Türkiye’nin çağdaşlaşması bir olgudur. Benzer durum vak’a ve vakıa
sözcüklerinde de vardır.
anti parantez: Bu
ifade parantez içinde anlamında kullanılıyor ama yanlış olarak. Doğrusu, antr parantez.
Yunanlılar: Bu da
yanlış bir kullanım. Yunanistanlılar
olabilir ama “Yunanlılar” olamaz.
Tıpkı “Türklüler” olamayacağı gibi. Doğrusu Türkler, Yunanlar
olmalı.
geçtiğimiz/geçen: “geçtiğimiz
gün” yanlış, “geçen gün” doğru.
Çünkü geçip giden biz değiliz, geçilip gidilen biziz. Çünkü zamanı geçmemiz
mümkün değildir.
Sayesinde yerine yüzünden
kullanılması: Yüzünden sözcüğü olumsuz anlamda kullanılmalı. Bazen yanlış
olarak olumlu anlamlı cümlelerde kullanıldığı görülür.
Doğru kullanım: Senin yüzünden işe geç kaldım.
Yanlış kullanım: Onun yüzünden bu işe girebildim.
“Neden oldu” yerine “sağladı”
kullanılması: “Neden oldu” ifadesini
olumsuz “sağladı” ifadesini olumlu
durumlarda kullanmalıyız. Borçlar
ülkenin Avrupa’ya bağımlı olmasını sağladı/bağımlı olmasına neden oldu.
“Sağladı” yerine neden
oldu” kullanılması: Son gelişmeler ülkenin daha da kalkınmasını sağladı/ kalkınmasına
neden oldu.
akil: Bir ara “akil insanlar” diye birtakım insanlar
vardı. Çözüm sürecinde(!) görev almışlardı. Bu sözcük Arapça “akl” sözcüğünden ism-i fail olarak
üretilmişti. Oysa Arapçada “akl”
sözcüğünün ism-i faili yoktur. Akil ise “ekl”
sözcüğünün ism-i failidir. O da yiyen anlamındadır. Bu insanlara oldukça
yüksek maaş verildiğine göre bir yanlışlık yok demektir!
istikşafi: Yakın
geçmişte siyasi literatürde karşımıza çıkan bir sözcük. Arapça keşf(keşif)
kökünden türetilmiştir. Ne olup bittiğini araştırarak öğrenmeye çalışma.
düvel: Arapçada
devletler demek. “Yedi düvel”
dediğimizde “yedi devletler” demiş
oluyoruz. Doğrusu “yedi düvel”
yerine “yedi devlet” demeliyiz.
Fakat siz burada yaygın yanlış doğrusundan yeğdir, diyebilirsiniz.
artı/ayrıca:
Konuşurken “ayrıca” yerine bir
matematik terimi olan “artı”
kullanılmaktadır. Dilce ve zihince bu kadar mı fukarayız?(!)
özür dilemek ya da
özür beyan etmek: Rahmetli Necat Muallimoğlu “Türkçe Bilen Aranıyor” isimli
eserinde ısrarla “özür dilemek” ifadesinin yanlış olduğunu, yerine “özür beyan etmek” ifadesini kullanmak gerektiğini
söyler. Ona göre özür dilemek, özür istemek demektir. Özür beyan etmek ise
özrümü kabul edin anlamında kusurunun, hatasının affedilmesini istemektir. Bu
durumda takdir sizin.
“Güneş bizi
ısıtıyor.” Bir ders kitabından alınan bu cümlede şimdiki zaman yerine geniş
zaman kullanılmalıdır. “Güneş bizi
ısıtır.”
yayım/yayın: Bu
iki sözcüğün birbiriyle karıştırıldığı görülür. “Yayım” sözcüğü bir fiilin,
“yayın” sözcüğü ise bir ürünün veya nesnenin adıdır. Kitap yayınlandı/yayımlandı.
Yayınlarımıza/yayımlarımıza kısa bir ara veriyoruz.
şifahi/şafai: Bu
iki sözcüğün birbiriyle karıştırıldığı görülür. Şifahî sözlü demektir. Şifaî
ise şifa bulmakla, iyileşmekle ilgili bir sözcüktür.
doğru dürüst: Bu
ikilemenin sıklıkla tabi yanlış olarak doğru
düzgün şeklinde kullanıldığı görülmektedir.
şey: Herhangi bir
eşya, nesne, madde karşılığı kullanılan bu sözcüğün de daha az kullanılması
gerekir. Zira dilce züğürtlüğün bir göstergesi de bu sözcüğü olur olmaz kullanmaktır.
yani: Arapça bir
bağlaç olan yani, sözün kısası, demek oluyor ki anlamlarındadır. Fakat kısa bir
konuşmada çokça yani denmesi dilce yoksunluğun bir başka göstergesidir.
keyif: Bu
sözcüğün keyifler nasıl, çok keyif
aldım, şeklinde çok kullanıldığını görüyoruz. Oysa eskiler keyif eşekte olur, demişler. Takdir sizin!..
kitle: Bu
sözcüğün tıpta kist anlamına geldiği düşünülecek olursa insan kalabalıkları için
kullanılmasını doğru bulmuyoruz.
sürü: Bu sözcüğün
kimi kullanımlarının yanlış olduğunu düşünüyoruz. Sözgelimi bir kişi
arkadaşlarının çokluğuyla övünürken bir
sürü arkadaşım var, diyebiliyor. Bir
sürü kullanımı yerine birçok
denmesi sürü kelimesinin çağrışımından dolayı daha doğru olacaktır.
ya, ya da: Ya bu
deveyi güdeceksin ya da bu diyardan
gideceksin. Bu örnekte açıkça görüldüğü gibi ya da edatı veya yerine
kullanılamaz. Kendinden önce “ya” kullanılmış
olması gerekir.
cinnet getirmek: Bu
ifade cinnet geçirmek şeklinde
kullanılıyor. Sanırım yaygın kullanımı cinnet
getirmek olacak. Nedeni bizce
malum değil.
kilit pas: Bu
ifade futbolda kilitlenen, tıkanan oyunu açan, yani golle sonuçlanan pas anlamında
kullanılıyor. Doğrusu anahtar pas
olmalıdır.
Atı alan Üsküdar’ı geçti:
Bu deyimin aslı atı çalan Üsküda’ı
geçti, imiş. Duyan duymayana, bilen bilmeyene söylesin. Zira yakın geçmişte
önemli bir toplumsal olaydan hemen sonrasa söylenmiştir. Demek ki dil öyle bir
sistemdir ki bir doğrudan bir de örtük mesaj taşır. Eskiler boş yere “konuş ki göreyim” dememişler.
makine: Bu sözcüğün
yaygın olarak makina şeklinde yanlış
söylendiğini görüyoruz.
meyve: Bu
sözcüğün yaygın olarak meyva şeklinde
yanlış söylendiğini görüyoruz. Büyük şairimiz Ahmet Hamdi Tanpınar da Bursa’da
Zaman şiirinde “Muradiye sabrın acı
meyvası” der. Demek ki dilde çok iddialı olmak doğru bir şey değil. Zira
“Lügate küheylanlık olmaz.” diye bir söz vardır.
Özetle bu örnekleri
daha da çoğaltmak mümkündür. Bir Alman filozof Heidegger dil insanın evidir,
demiş. Biz de bu söze ek olarak biz o evde otururuz, diyoruz. O halde evimize
özen gösterelim.
18/01/2018
Sabri Bayraktutar
Türk Dili Ve
Edebiyatı öğretmeni
Yaygın Yanlışlara Ek
"Organize suç örgütü" tabiri Türkçe açısından sorunlu. Organize ise örgütüdür zaten...
Harfiyat değil hafriyat...
Hiç düşünmeden değerlendirme..!
Sularında değil sıralarında...
“Ev hanımı dedikleri ağır işçidir oysa hanım elini sıcak sudan soğuk suya sokmayan hizmetçileri olan kadındır.” Özdemir İnce
miad/ milat: Zaman zaman miâd yerine milat dendiğine şahit oluyorum. Miadı doldu demek yerine miladı doldu deniyor. Miad, vaad edilen süre; milat ise doğum, doğma anlamında başlangıç demek...
5 Nisan 2018 Perşembe
Polatlı Önlerine Gelen Yunan Ankara'yı Ele Geçirşeydi Ne Olurdu?
"Yunan ordusu kocaman bir canavar gibi, Ankara'ya yaklaşmış görünüyordu. Buna benzer şekilde Türk ordusu da Sakarya'nın doğusunda kıvrılarak, bu canavarın Ankara'yı yutmasına engel olmaya çalışıyordu. Siyah canavar o kadar kocamandı ki, insana yeis veriyordu. Gazi'ye : 'Eğer Ankara'ya gider de, bizi geride bırakırsa ne yaparız ? ' diye sordum. Korkunç bir kaplan gibi güldü : 'Bon voyage messieurs, derim. Arkalarından vurarak, onları Anadolu'nun boşluğunda mahvederim..."
Halide Edip'in Kurtuluş Savaşı anlarından alınan bu anekdot Mustafa Kemal'in en kötü şartlarda dahi daima bir planı olduğunu gösteriyor.
Tıpkı Rus Ordusu başkumandanı Kutuzov'un 1812 yılında Napolyon'un ordularını, geniş Rus topraklarında oyalayarak ve zorlu tabiat şartlarından da istifadeyle altetmesi gibi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
İşte benim idarecilik maceram!..
İşte benim idarecilik maceram!.. Hani şair benim bir de İstanbul maceram var, der ya işte o hesap benim de idarecilik maceram var. Şairin ma...
-
Şalvarı şaltak Osmanlı Eyeri kaltak Osmanlı Ekende yok biçende yok Yiyende ortak Osmanlı Yukarıdaki dörtlüğü vaktiyle Hilmi Yavuz'dan...
-
*Herkesin onayladığı şey, yanlış sayılmıyor. *Adalet, zamanın kölesidir. .ikilir durur. *İnsanlar bozkırı çöl zannediyorlar. *Bozkır ina...
-
Cevap Arapçadan Türkçeye geçmiş bin yıldır kullandığımız kelimelerden biri. Yanıt Türkçedir, Divan-ı Lügati’t Türk’te geçer. Fakat uzunca b...