Geçenlerde Yeniay gazetesinde çıkan “İnternet ve internetteki kısıtlama üzerine” başlıklı yazım biraz da tahfif, tezyif ve tahkir amaçlı eleştiri konusu olmuş.
Demirden korksak trene binmezdik, diye bir söz vardır. Bu söz muvacehesince eleştiriden korksak hiç yazmazdım diyeceğim.
Bunu derken kalemimden yanlış sadır olmaz da demek istemiyorum. Her insan gibi ben de yanlış fikirler ileri sürebilirim. Mühim olan kişinin kendi yanlışlarını görerek o yanlıştan dönebilmesidir. Dahası eleştiriye, öz eleştiriye açık olabilmedir kişioğlu.
Bu açıklamalardan sonra gelelim Vehbi’nin kerrakesine…
Mezkur yazıda eğitmediğiniz, doğruyu yanlışı göstermediğiniz veya yetirince otokontrolü gelişmemiş, ahlaktan müstağni insanlara bazı şeylere ulaşmanın yolunu - bu günah da olsa -kolaylaştırmalısınız idi. Aksi durumda bazı yasaklamaların ve bastırılmış kimi duyguların daha büyük facialara sebebiyet verebileceğini anlatmaya çalıştım. Verdiğim örnekte ise bir fecaatten bahsetmiş askerden izne gelen dayının 16 yaşındaki yeğenine tecavüz ederek kızın fuhşa sürüklenmesine sebep olduğunu anlatmıştım.
Bu örnek bağlamında ortaya koyduğum çözüm teklifim ikiyüzlü, başkasına Müslüman kendi içinde her türlü haltı işleyen kimi yobaz beyinlerce kıyasıya eleştirildi. Eleştiri gıyaben yapıldı tabi. Çünkü ne fütursuz olduğumu bilir bu zevat.
Güya böyle bir teklifi yaptığıma göre ahlaksızın tekiyim ben. Bu, aslında kendilerinin sütten çıkmış ak kaşık olduklarını iddia etmekten başka bir şey değil.
Şimdi onlara soracağım soru ne kadar ikiyüzlü olduklarını gösterecek ve sütten çıkmış ak kaşık oldukları iddiasını boşa çıkartacaktır. Ben bu zevattan ilk cinsel deneyimlerini nasıl yaptıklarını anlatmalarını istiyorum. Bunu anlatmalarına imkan yok, anlatacak cesaretleri de yok… Gerekirse bu meseleyi biraz daha açabilirim.
Bana denebilir ki sen, eleştiriye hiç de açık değilsin. Ben burada bir eleştiri değil hakaret gördüğümü yukarıda beyan etmiştim.
Aslında yazımın çok farklı noktainazarlardan eleştirilebileceğini ben de görüyorum ve biliyorum. Bu yazıda bahse konu olan yazımla ilgili de eleştirileri yapacağım… Bu eleştirileri yapmadan önce mezkur yazıda yer verdiğim Latin yazar Terence’nin şu sözünü bir kere daha zikretmek istiyorum: “İnsanım, insanla ilgili hiçbir şey bana yabancı değil.”
Geçenlerde bir halk tarifi yapmıştım. Dilerseniz sizinle o tarifimi de paylaşayım. Halk: Kendi gözündeki merteği görmeyip başkasının gözündeki çöpü gören insanlar güruhu…
Ben, inşallah bu gibi iğrençlikler bizden, çevremizden fersah fersah uzak olur, diyorum vatandaş bu haltı ben yemişim gibi muamelede bulunuyor. Ne alakası var kardeşim. Hayatlarında hiçbir şey okumadıklarına eminim. Çünkü bunlar yalnız parayı değer ölçüsü olarak alan insanlar. Madem tanıdığınız insan olmam hasebiyle yazımı okuma gereği hissettiniz o vakit diyeceksiniz ki bu teklifin şöyle şöyle açmazları var.
Yazımla ilgili yapılması gereken eleştiriler…
İnsanlar günaha yasal yollardan kolayca ulaştıklarında ensest ilişki (aile, yakın çevre, yakın akraba üyelerinin yani birbirine nikah düşmeyen kişilerin birbiriyle cinsel ilişkisi) kısmen azalacaktır. Bilindiği gibi özellikle bizim gibi kapalı toplumlarda ensest ilişki hayli yaygındır. Eskiden bu tür ilişkilerin çoğu istatistiklere yansımıyordu ama şimdi kısmen demokratikleşme ve şeffaflaşma sebebiyle daha büyük bir bölümü istatistiklere de yansıyor. Bu hususta bir savcının köşe yazarı Osman Özsoy’a anlattıkları tam bir fecaatti. (Osman Özsoy’un “ensest ilişki” başlıklı yazısına bakılabilir)
Bir başka bağlamda da şunları kaydedelim. Eğer günaha ulaşmak kolaylaşacak olursa günah işlemeyecek birçok insan da kendiliğinden günaha girecektir. Bu hususta büyük Türk düşünürü Kara Sali der ki “Kendini kurtarmayan tekkeyi sel götürsün.”
Yalnız bu mevzunun en tehlikeli yönü gayrı meşru ilişkilerden doğumların artması ihtimali. Gerçi bugün de gayrı meşru ilişkiden doğumların azımsanmayacak boyutlarda olduğu açık.
Esaslı çözüm için…
Esaslı çözüm için insanımıza yatırım yapacağız. Ancak iyi bir eğitimden geçmiş insanda otokontrol sistemi tam manasıyla sağlanabilir. İnsanların bilgi ve eğitim düzeyleri yükselir, toplum şeffaflaşırsa işte o zaman bahis konusu yaptığımız sıkıntılar azalacaktır.
Dikkat edildiyse yasaklamalardan hiç bahsetmedik. Çünkü yasaklamalarla bir yere varılamayacağını düşünüyorum. Bugün yasakladığınızla ilgili yarın mutlaka bir aksülamel olacaktır. Bu kaçınılmaz. Toplumun kahir ekseriyeti ise bu gibi sıkıntıların yasaklamalarla aşılacağını düşünmektedir. Ama mevcut sıkıntıların yasaklamalardan ve cinselliğin tabulaştırılmasından kaynaklandığı gözden uzak tutulmamalıdır.
Hasılı oldukça netameli bir konuyla karşı karşıyayız.
27/07/2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder