31 Ağustos 2013 Cumartesi

Kaçınılmaz olarak mankurtlaşıyor muyuz?

Kültür dünyamıza Cengiz Aytmatov'un armağan ettiği kelimedir, mankurt. Meraklısı mankurt kelimesiyle ilgili internetten yapacağı aramayla geniş bilgi sahibi olabilir. Bendeniz bu kelimeyi 'zihni iğdiş edilmek, hafızayı yitirmek' olarak tanımlamak istiyorum.
Her birimiz toplumsal bir hafızaya sahibiz. İçinde yaşadığımız toplum 'türedi' bir toplum olmadığına göre, her birimizin bir geçmişi var. Bu anlamda biz  'bir devamın devamıyız' dır. Bu meyanda olacak Tanpınar sık sık "içimizdeki devam zincirleri sekteye uğramasın.'" der.
Kuşkusuz modern zamanlarda yaşıyoruz. Bu zaman öyle kuvvetli şeyler, yaşam biçimleri dayatıyor ki geçmiş kendiliğin tasfiye oluyor. Bu tasfiye de bireyleri zıpçıktı, türedi, mirasyedi ve mankurt yapıyor.
Bilindiği üzere erken cumhuriyet döneminde dil tasfiyesiyle toplumsal hafızayla oynanmış, yeni nesiller bu toplumsal hafızadan uzak bir şekilde yetiştirilmek istenmiştir. Buna toplumun büyük çoğunluğu şiddet içermeyen şiddetle aksülamel göstermiştir. Fırsatını bulduğunda da bu büyük çoğunluk, bir siyasi iktidarı yüzde elliyle bunun için iktidara getirmiştir. Şimdilerde imam hatiplerin yeniden ihya edilmesini biraz da bu bağlamda düşünmek lazımdır.
Ama ne yazık ki çağın kimi gerçeklikleri geçmişi yapan değerler sistemini ve bu değerler manzumesini ihya çalışmalarını tabii olarak tasfiye edecek ya da akim bırakacaktır.
Benden meselemi somutlaştırmam istenebilir. Gücüm nisbetinde belki başka yazılarda anlatmaya çalışacağım.
Sonuç itibariyle eski hafıza bağlamında kaçınılmaz olarak mankurtlaştığımız ileri sürülebilir ama yeni bir hafıza oluştuğunu da söylemek gerekir.

sb 08/03/2012

Hiç yorum yok:

İşte benim idarecilik maceram!..

İşte benim idarecilik maceram!.. Hani şair benim bir de İstanbul maceram var, der ya işte o hesap benim de idarecilik maceram var. Şairin ma...