“Şöyle bir göz attı tabloya ayakkabıcı,
Çizmede bir yanlışlık gösterdi;
Ressam fırçayı alıp düzeltti hemen.
Ayakkabıcı eli belinde “işte” dedi;
“Yüz biraz çarpık olmuş sanırım...
“Şu göğüs fazla açık değil mi?”
Ama Apelles kesti sözünü sabırsız:
“Dostum, çizmeden yukarı çıkma!...”
........ Puşkin
Çizmeden yukarı çıkmak pahasına da olsa bir ideali gerçekleştirmek niyetiyle yola çıkmış bulunuyoruz. Bu yol şimdilik patika bir yol, fakat göstereceğimiz gayret ve azimle şehrahlara da çıkacağız. Mühim olan başarıya olan iman ve inançtır. Bu iman ve inanç ve başarı hırsı ise arkadaşlarımda fazlasıyla mevcut.
Büyük yollara çıkmak, büyük idealler peşinde koşmak neresinden bakılırsa bakılsın Donkişotluktur. Başlangıçta Donkişotluk olarak addedilebilecek hareketlerin çoğu, zamanla insan topluluklarının hikmet-i vücudu olur.Yeter ki varlık sebebinizi hakça koyunuz ve varlık sebebinizi güçlendirecek eylem ve faaliyet içinde olunuz.
İnsan fikirleri çoğu zaman rüşeyim halindeyken akim kalır. Buna sebep cesaret yokluğu, beğenilmeme korkusu ve başarıya olan inançsızlıktır. Öncelikle şunu söylemekte fayda mülahaza ediyorum: Cesur olmak ve cesaretle meselelerin üzerine gitmekte arkadaşlarımın ve benim hiçbir korkumuz yok. Siz okurlarımızın bu konudaki eleştirilerine ise daima açık olacağımızı buradan ilan ediyorum. Beğenilip beğenilmemeye gelince kendi hesabıma hiçbir korkum yoktur. Bu mevzuda Akif’e iştirak ediyorum: “Sözüm odun gibi olsun tek doğru olsun.”
Yazı bir manifesto karakterine bürünmüş olsa da biz bir grup veya cemaat değiliz. Memleketini seven, memleketi hesabına faydalı neyse onun peşinde koşan üç-beş dost insanız. Bu gazeteyi çıkartma düşüncesi zihnimizi öteden beri meşgul ediyordu, fakat nasip bugüne imiş. Mühim olan bu yola çıkmak ve yürümekti. Nihayet bu da oldu. Koltuk değneklerine ihtiyaç hissettirmeden kendi ayaklarımızın üstünde yürümemiz çok önemli tabii. Nasıl başlarsa öyle devam eder, derler. Hayır, biz başladığımızdan daha dik duracağız zamanla ve katiyen koltuk değneklerine ihtiyacımız olmayacak. Birilerinin şakşakçısı da olmayacağız.
Bu köşede siz değerli okurlarımıza memleketin ahvaliyle ilgili ve daha pek çok konuda yorum ve fikirlerimizi sunacağız. Bu yorumlarda yukarıda bahsettiğimiz gibi kimsenin hesabına çalışmayacağız. Yani şunu açık yüreklilikle ifade edeyim ki kalemimiz hiçbir türlü satılık değildir. Hak bildiğimiz neyse onu dillendirmekten bir dakika geri durmayacağız. Oportünizmin canına ot tıkayacağız. Vee, hakşinaslık ve kadirşinaslıktan zinhar ayrılmayacağız, vesselam!
“Bâis-i şekvâ bize hüzn-i umûmîdir Kemal
Kendi derdi gönlümün, billah gelmez yâdına”
Namık KEMAL
2006
Böyle bir yazı kaleme aldığıma inanamadım. Söz aramızda yazıyı oldukça da beğendim. Burada yayınlamak için de çok az yerine müdahale ettim. İsmini hatırlayamadığım bir gazetenin ilk sayısında yayınlandı bu yazı. Ne yazık ki gazetemiz çok geçmeden tıknefes olmuş 1- 2 sayı sonunda hücceten gitmişti. sb
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder