Güvendiğim dağlara kar nasıl yağdı?!
Hz. Ömer’in İslam tarihinde kimi konularda çok cezri kararlar aldığı, davranışlar sergilediği malumdur. Hanidir bu yönüyle onun reformist olduğu zehabına kapılmış körün değneğini bellemesi gibi Hz Ömer’in reformist yönünü dilime pelesenk etmiştim. Heyhat bu zehap, Ebubekir Sifil’in aşağıda zikredeceğim açıklamalarıyla tarumar olmuştur.
İslam’da Müellefetül Kulüp diye bir kurum vardır. Müellefetül Kulüp, henüz Müslüman olmayanların kalplerini İslam’a ısındırmak için onlara da zekat verilebileceğiyle ilgili ayetle sabit bir kurumdur.
Yıllardır zihnimde, Hz. Ömer’in Müslümanların sayısı çoğaldığı için ve tabiatıyla kendi fakirlerinin de çoğalması sebebiyle gayr- ı Müslimlere zekat verilebileceğiyle ilgili ayetin hükmünü nesh ettiğine dair kaziye-i muhkeme vardı. Ama yıllar sonra işin aslının pek de böyle olmadığını üzülerek öğrendim.
Ebubekir Sifil bir televizyon programında konuyla ilgili şu açıklamaları yaptı: Konu, Hz. Peygamberimiz zamanında Müellefetül Kulüpten sayılan iki tufeyliye Hz. Ebubekir zamanında da ganimet mallarından pay verilip verilemeyeceğiyle ilgilidir. Hz. Ebubekir’in Şeyhülislamı Hz. Ömer, Müellefetül Kulüp müessesini suiistimal ettikleri ve tembelliğe alıştıkları gerekçesiyle bu iki tufeylinin ganimetten pay almalarını yasaklamıştır. Hz. Ebubekir de Hz Ömer’in bu yaklaşımını aynen kabul etmiştir.
Şimdi gelelim güvendiğim dağlara karın nasıl yağdığı kısmına. İslam’ın tarihselliğini ön planda tutarak yeni durumlar karşısında İslam’dan ilham almak kayd u şartıyla yepyeni şeyler söylenebileceğini, tavırlar alınabileceğini düşünüyordum. Bu düşünceme Hz. Ömer’in gayrimüslimlere zekat verilebileceğini düzenleyen ayetin hükmünü, şartların değişmesi sebebiyle nesh etmesini dayanak yapardım.
Artık bu en önemli dayanaktan da mahrumuz!
Artık bu en önemli dayanaktan da mahrumuz. Böylece gelenekçiler bir daha kazanmış oluyorlar. Ama bu gerçek bir kazanma mıdır, bundan oldukça şüpheliyim. Çünkü dünya oldukça hızlı değişiyor. Ve biz bu hızlı değişimde İslam’ın ana fikrine kulak vererek pozisyon almalıyız. Çünkü ancak ana fikir evrensel olabilir, zamanlar ve çağlar üstü olabilir. Aksi durumda anakronik dalgaların anaforunda boğuluruz.
Ana fikir meselesi
Akif’in bazı gelenekçiler tarafından sıkça eleştirilen mısraları malum aliniz olsa gerek: Doğrudan doğruya Kur'an'dan alıp ilhamı / Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam'ı
Söylemek istediklerimin daha net anlaşılması için ilham mevzuuna açıklık getirmek istiyorum. Başörtüsü ayetlerini ele alalım. Ayetlerin ana fikri; ‘ey kadınlar edebinizi muhafaza ediniz ve namusunuzu koruyunuz.’dur. Bu da esasında aile müessesini koruyan, kollayan bir husus. Bu manada ayetin ana fikri ila yevmil kıyame geçerliliğini sürdürecektir.
Kanaatimce ‘ayet aslında bunu demek istedi, o günkü Arap toplumlarında şöyle şöyle durumlar vardı’ vs.nin peşine takılmak gerekmez. Belki ana fikri tespit için ayetlerin nüzul sebeplerini ve Arap toplumunun örfünü bilmek gerekebilir. Fakat o zaman da ayrıntılara takılıp ana fikri kaçırabiliriz.
Bu mevzuda şu soruları sormadan geçemeyeceğim: Edebin muhafazası ve namusun korunması muhakkak başı örtmekle mi olur? (Galiba böyle bir soru sormak bile abes.) Başını örten bununla beraber edebini ve namusunu koruyamayanları ne yapacağız? Öbür taraftan başını örtmeyip edebini ve namusunu koruyan ve aile müessesesine gereken değeri veren milyonlarca kadına ne diyeceğiz?
Geçelim tekrar Müellefetül Kulüp müessesine. Şimdilerde böyle bir kurum var mı? Bu kurum tarihi akış içerisinde tasfiye olmamış mıdır? Bu kadar dediğim dedikçi ve gelenekçi Ebubekir Sifil hoca buna ne der acaba?
Noktasına virgülüne toz kondurmadığınız bir kurumu tarih tasfiye etmiş. Öyleyse burada da ana fikri alacağız. O ana fikir kanaatimce bizden olmayan ama zorda olan gayrimüslimlerle insan kardeşi olmamız münasebetiyle, salt bu münasebetle onlara da madden ve manen yardım edebileceğimizle ilgilidir.
Son olarak Reha Muhtar gibi seslenecek olursak; Ebubekir Sifil gibi hocalara sesleniyorum, lütfen gölge etmeyin, güvendiğimiz dağlara daha fazla kar yağdırmayın. Bakış açılarınızı değiştirin. Zira baktığınız açılar ana karadan daha fazla toprak parçasının kopmasına yol açıyor.
11/09/2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder