Medeniyet mi uygarlık mı veya uygarlık medeniyet kelimesinin yerine nasıl ikame edildi?
Medeniyeti ateşin bulunmasıyla veya tekerleğin icadıyla başlatanlar vardır. Medeniyet aslında şehir hayatı demek ya da şehirleşmek dolayısıyla yerleşik hayat yaşamak. Medeniyetin en temel ölçüsü iş bölümüdür.İş bölümü şehir hayatıyla başlar.Şehirde herkes aynı işi yapmaz.Çeşitli iş alanları/kolları oluşur. Bu durum, artık zaman kavramını ortaya çıkarır. İnsanlar artık zamanlarında ya da artan zamanlarda ister istemez kafa işlerine, sanat faaliyetlerine ilgi duymaya başlayacaklardır.
Antrparantez vaktiyle fakire ilginç gelen bir hususa değineceğim. Diş çürüklerinin medeniyet öncesi hayatta görülmeyeceği iddia edilir. Ateşin bulunmasıyla besinlerdeki karbonhidratlar parçalanmış. Besinlerin pişirilmesiyle parçalanan karbonhidratlar dişlerde çürüklere yol açmış.
Bu arada medeniyetin zıddına da değinmek gerek. Medeniyetin zıddı bedeviyettir ya da göçebelik, yerleşik olmama.
Bedevi, hayatında tüm ihtiyaçlarını kendi karşılamak zorundadır. Bu da onu kafa faaliyetlerinden uzak tutacaktır. Mehmet Kaplan’ın çok tuttuğu Cemil Meriç’in ise ortalama bir Fransız aydını dediği Alain düşünmek için durmak gerekir, der. Yani koşan, hareket halindeki adam düşünemez. Bu da toplumların medeni hayata geçebilmesi ve intibak edebilmesi için yerleşikliği şart koşmak anlamına gelir.
Şimdi gelelim uygarlık meselesine. Medeniyet bilindiği gibi Arapça bir kelime. Dil tasfiyesiyle Türkçedeki Arapça ve Farsça kelimelere savaş açıldığı malumumuz. Yerleşik hayata geçen ilk Türk boyu Uygurlar olduğundan onların yerleşik hayatı benimsemiş ilk Türk boyu olmalarından mülhem nasıl olduysa Uygur’un ikinci u’su a’ya inkılap etmiş. Tabii oldukça tuhaf, komik bir durum var burada.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı gibi medeniyet kelimesinin yerine uygarlık kelimesini kullanmak doğru olamaz. Bilmeyerek kullanmakta bir beis yoktur da diyemiyorum. Kişi bu kelimeyi kullanıyorsa nasıl türetildiğini/uydurulduğunu bir zahmet öğrenmelidir. Bilerek kullanan kişi en iyimser tabirle art niyetlidir. Neye? Millete dair her ne varsa ona.
Aslında ben dil konusunda eskisi kadar tutucu değilim.Hala Meriç gibi söylersek ‘kamusa uzanan el namusa uzanmıştır’, Kaplan gibi söylersek ‘dil neolojizme ve arkaizme dayanmaz’ fikrinde olsam da dil yaşayan bir organizmadır. Her şey bugüne kadar olmadığı oranda değişim içindedir. Dil de değişebilir.Yeni kelimeler dilimize gerebilir veya kelime/ler türetilebilir. Ama bunun bir sistematiği olmalı. Her önüne gelen ben yaptım oldu düşüncesinde olursa kurallar hiçe sayılırsa bunun, uzun vadede hem dilin hem de o dili konuşan milletin selameti açısında menfi sonuçları kaçınılmaz olur.
Sb 4/5/2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder