Romanı okurken 15. yy Fransa’sıyla 20., 21.yy Türkiye’sini kıyaslamak geçti aklımdan. Gerçekten de din, yargı ve siyaset bahislerinde söylenecek o kadar çok şey var ki.
Evvela din adamlarımızın birçoğunun din anlayışının, kavunu karpuzu kabuğuyla yemekten farksız olduğunu söylemem gerek. Saniyen yargı mensuplarının Cumhuriyet tarihi boyunca verdikleri kararlarla ideolojik olmaktan öte gidemedikleri bir vakıa. Salisen siyasetin militarizmin yörüngesinden daha yeni yeni çıkmaya başladığını da eklemeliyim.
Notre- Dame’ın Kamburu’ndan seçme cümleler: Ağabeyle kız kardeş olmak.Birbirine karışmadan birbirine yaklaşan iki ruh, elin iki parmağı bu. S.86 Devin ayak parmağını ölçmek devi ölçmek demek.s.92 Yaradılışları itibariyle kör, öfkeli olan siyasi dini devrimler gürültüyle onun üzerine saldırdılar… s.93 Bunlar can çekişen aslana atılan eşek tekmesidir… Büyük yapılar büyük dağlar gibi yüzyılların işidir… Zaman mimardır halk ise duvarcıdır… s.94 söylev denizine çala kürek dalmak… s.132 Aşk bir ağaç gibidir.Kendi kendine biter ve köklerini bütün varlığımızın derinliklerine kadar uzatır… Aşk ne kadar kör olursa o ölçüde inatçıdır. En çok da mantıksız olunca sağlamdır. s.276 Aslan kuyruğu olmaktansa sinek başı olmayı tercih ederim. S.291 Babam VII.Charles gerçeğin hasta olduğunu söylerdi. Bense gerçeğin öldüğünü günahlarını çıkartacak rahip de bulamadığını sanıyorum… s.333 Bizi düşürenler çoğu zaman en iyi dostlarımızdır. S.243 Küçük sinek kuşu yuvasını timsahın ağzının içine kurar… İnsanın davranışları iki yönlüdür. Sende ödüllendirileni bende yere çarparlar…s.345
03/04/2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder