3 Aralık 2013 Salı

Ecel uzar mı kısalır mı?

Şöyle bir söz vardır: "Nikahla ecelin saati şaşmaz." Bu konularda naçizane fakirin de söyleyecekleri var.
Öncelikle ‘sen kimsin, necisin, din adamı mısın’ diyenlere söyleyecek birkaç sözüm var. Ben bir öğretmen olarak şu düşüncedeyim: Eğitim yalnız öğretmenlere bırakılmayacak kadar önemli bir iştir. Bu cümleden olarak din yalnız din adamlarına bırakılmayacak kadar önemli bir müessesedir, diyorum.
Hayatla ilgili, insanla ilgili her ne varsa hepsiyle düşünen, düşünmeye çalışan insan olarak benim de ilgim, alakam var ve hepsiyle ilgili söyleyecek sözüm var. Bilinmeyen karşısında, hayat karşısında ve en temel meseleler karşısında konumumuz herkesle hep aynı. Bu konularda birilerinin düşüncesi tabiî ki çok kıymetli ama o birilerinin düşüncesi mutlaklaştırılmayacaksa. Bu sebeple Allah’ın halifesi olma şuuruna ermiş her insan, bu konularda düşünmeli, meselelere kendi zaviyesinden bakarak fikir üretmeli, kalem oynatmalıdır.
Dini hassasiyeti yüksek kesimler hep kıl u kal peşindeler. Hiçbir konuda kendi görüşleri yok, oluşmuyor, oluşamıyor. Bu galiba kendine saygısızlık demek. İşte Allah’ın halifesi olma şuuru her şeyden önce insanın kendine saygı duymasını sağlayacaktır. 
Allah, hilafeti/halifeliği/vekilliği bize boşuna vermiş değil. Allah’ın halifeliği meselesinin akılla ilgili olduğunu çeşitli yazılarda beyan etmiştik. Biz kimiz ki diye başlayan cümleler kendimizin dışında birilerini yücelterek devam eder hep. Eğer bu tavır doğru olsaydı Allah yalnız yücelttiğimiz insanlara aklı verir bizi boş gönderirdi. 
Şimdi bu revaktan sonra gelelim asıl meseleye. Ben insanın biyolojik olarak ne kadar yaşayacağının bilgisinin şimdilik yalnızca Allah’ın bilgisinde olduğu kanaatindeyim.
Bu konu, teknolojik bir ürünün kullanım süresinin maksimum ne kadar olduğu veya olacağıyla ilgili mevzuuyla benzerlik arz ediyor. Eğer teknoloji ürününü kılavuzuna uygun kullanırsak kullanabileceğimiz en uzun süre kullanırız. İnsan da doğru beslenir ve sağlık ihtiyaçları da zamanında giderilirse tabii başına da bir kaza gelmezse o insan biyolojik yapısının yaşayabileceği en uzun süre hayatta kalabilir.
Bir insanın biyolojik yaş sınırına evvelemirde 80 yıl diyelim. Bu kişi, sağlık problemleri nedeniyle 80 yıllık ömrü hayatının 40. yılında dar-ı bekaya hicret edebilir. Son tahlilde bunun inançla, imanla Allah'ın takdiriyle bir ilgisi de yoktur. Çünkü Allah’ın sağlık konusunda koyduğu yasalara uyulmamış ve ölüm kaçınılmaz olmuştur.
2002’den sonra iş başına gelen mevcut siyasi iktidarın duble yol çalışmalarına ağırlık verdiği malumumuz. 2002 sonrasında trafiğe giren araç sayısında 2002 öncesine göre muazzam artış kaydedilmiştir. Fakat duble yollar sayesinde kaza ve ölüm oranlarında büyük düşüş gözlenmiştir. Bu tesadüf olamaz, ayrıca klasik kader anlayışıyla da açıklanamaz.
Aynı husus doğum esnasında karşılaşılan anne ölüm oranlarında da göze çarpmaktadır. Türkiye’de batı illerinde anne ölüm oranları çok düşükken doğuya gidildikçe bu oranlar yükselmektedir. Burada klasik kader anlayışından hareket edecek olursak (Nikahla ecelin saati şaşmaz.) Allah’ın batıdaki kadınlara torpil geçtiğini düşünmek zorunda kalacağız. Oysa böyle bir şey düşünülemez bile.
Anlaşılan o ki bir taraf işini şansa bırakmıyor. İyi de ediyor. Allah Kuran’da 'kendi ellerinizle kendinizi ateşe atmayın' buyuruyor. Bu ayet bağlamından soyutlanarak da kullanılabilir. Yani şunu diyoruz. Çalış, çabala, her şeyin doğrusunu talep et ve yap, gerisini Allaha bırak. Yani tedbiri al, takdiri Allah’a bırak.
Tedbir takdiri bozar mı elbette bozar, yalnız ecel bağlamında tekrar söylersek biyolojik olarak kişinin ne kadar yaşayıp yaşamayacağını bilmediğimiz için tedbir biyolojik yaş haddini ileri çekemez diyelim.
Dini hassasiyeti yüksek bir tanıdığım kırk sekiz saat araba sürdüğünden bahsetmişti. Dedim ki sen takdiri epeyi zorlamışsın. Eğer ölümlü bir kaza yapsaydın herkes takdir-i ilahi diyecekti, dedim. Siz nasıl okursunuz bunu bilmiyorum ama bu bence Allah’a iftiranın ağa babasıdır.
Hulasa nikahla ecelin saati epeydir şaşmakta efem!..

10/05/2011

Hiç yorum yok:

Modern zamanların samimiyetsiz ilişkileri üzerine...

Her düşünceden, her görüşten çok sayıda arkadaşı olmak...Bana göre bu, köşeleri olmamak, demek olup şahsiyet yokluğunu gösterir.   Herkese m...