30 Temmuz 2013 Salı

"Sanatçıyla sanatı, düşünceyle düşüneni ayırmamız gerekir"

Heiddegger, Hitler’in Partisinin üyesi. Albert Camus, Cezair bağımsızlık savaşında Fransız Hükümeti’nin yanında. Polanski, marlon Brando tecavüzcü. Sartre gelininin tecavüzcüsü. Sokrates, Andre Gide, Fuocoult, sayılamayacak kadar çok insanlığa sadra şifa bir şeyler söylemiş filozof, kompozitör, ressam, sanatçı eşcinsel. Althusser karısının katili. Hölderlin, Virginia Wolf, müntehir. Bu ileriye kalmış çok değerli imzaların bir çoğu ya çılgın ya intihar etmiş. Bu adlar çok çok sıralanabilir.

Diyorum ki ürünlerinde eşcinselliği pazarlamıyor, adam öldürmeyi tavsiye etmiyor, tecavüzcülüğü imrendirmiyor, faşizmi savunmuyorlarsa bu insanların ürünleri hakkında ne düşünüp, ne yapacağız. Bu ürünler bizi zenginleştiriyor, bir yaramıza merhem oluyorsa… Dünyayı yönlendiriyor, bizi değiştiriyorsa…
Fazıl Say diye beyanlarından ötürü hiçbir saygıyı hak etmeyen biri var örneğin. Onun sanatı hakkında ne diyeceğiz.
Kendi kötü, ya da bize benzemiyor diye ürününü, icrasını yadsıyacak mıyız? murat kapkıner

Hiç yorum yok:

İşte benim idarecilik maceram!..

İşte benim idarecilik maceram!.. Hani şair benim bir de İstanbul maceram var, der ya işte o hesap benim de idarecilik maceram var. Şairin ma...